Mesajı Okuyun
Old 03-05-2007, 18:56   #14
Heybe Hukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan simali2
kaymakam hakkında görevi kötüye kullanmaktan vs. bi şekilde sorumluluğuna gidilemez mi? açıkçası kaymakamın A şahsı ile danışıklı olarak bu işlemi yaptıgını düşünüyoruz???


Sayın Simali2,
İlk etapta ihtimal olarak zikrettiğiniz suçun (görevi kötüye kullanmak) somut olayınızda gerçekleşmiş olduğunu kanıtlayabilecek misiniz diye düşündüm. Zira aşağıdaki kararda da görüleceği üzere, bahsi geçen suçun asli unsurlarından biri de "haksız kazanç sağlamış olmaktır". Bu hususu ispatlamanız zor diye düşünüyorum. Ancak samimi yaklaşımınız, beni konu üzerine daha fazla düşünmeye sevk ediyor.

Öncelikle siz hukuk davanızı gecikmeksizin açın. Bir yandan yasal faiziniz işlemeye başlasın. Bir yandan da kamu görevlisinin cezai sorumluluğunu düşünmeye ve araştırmaya deval edelim bence..

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2005/4-28
Karar: 2005/66
Karar Tarihi: 14.06.2005
ÖZET : Sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY'nın 240. maddesinde tanımlanarak yaptırım altına alınmış, ancak bu suç türü hükümden sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın 257. maddesinde, öncekinden farklı olarak "kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olma ya da kişilere haksız bir kazanç sağlama" unsurları da eklenmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir. Önceki yasal düzenlemede bulunmayan bu kavramların tartışılarak tanımlanması ve "mağduriyet, kamu zararı veya haksız kazanç sağlama" fikirlerinin nitelik, nicelik ve boyutlarının ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesinin gerekli olduğu gibi, somut olayda bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması da zorunluluk arzetmektedir.
(765 S. K. m. 240) (5237 S. K. m. 257)
Dava: İki ayrı eylemi nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan sanık A'nın Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nde yürütülüp sonuçlandırılan yargılaması sonunda;
1 ) 07.11.2001 tarihinde CYUY'nın hükümlerine aykırı biçimde zabıt katibi görevlendirerek duruşma İcra etmek suretiyle görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçundan TCY' nın 240/2, 59/2,647 Sayılı Yasanın 4. ve TCY'nın 72. maddeleri uyarınca 830.387.000.- Lira ağır para cezası ve 2 ay 15 gün süreyle memurluktan yoksun kılınma cezalarıyla cezalandırılmasına,
2 ) 15.03.2002 tarihinde İcra edilen keşif işlemlerinde yetkisini kötüye kullanmak suçundan TCY'nın 240/2, 59/2, 647 Sayılı Yasanın 4 ve TCY'nın 72. maddeleri uyarınca 1.272.102.000 lira ağır para cezası ve 2 ay 15 gün süreyle memurluktan yoksun kılınma cezalarıyla cezalandırılmasına, içtima edilen cezalarının 647 Sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin 17.06.2004 gün ve 13-12 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 14.02.2005 günlü "onama" görüşü içeren tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Ceza Genel Kurulu Kararı incelenen olayda;
Suç tarihinde ... Mahkemesi Başkanı olarak görev yapmakta olan sanığın;
1 ) Yargılama usulüne aykırı biçimde zabıt katibi görevlendirerek duruşma yapmak,
2 ) Mahkemece gidilen bir keşfe ilişkin olarak düzenlettiği tutanakta esasen keşfe katılmayan hakim ve C. Savcısını hazır bulunmuş gibi göstermek suretiyle iki ayrı tarihte görevi kötüye kullanma suçunu işlediği yargılamayı yürüten Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce kabul edilerek bu suçlardan cezalandırılmasına ve ağır para cezasına çevrilen mahkumiyetinin ertelenmesine karar verilmiş, hüküm sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY'nın 240. maddesinde tanımlanarak yaptırım altına alınmış, ancak bu suç türü hükümden sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın 257. maddesinde, öncekinden farklı olarak "kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olma ya da kişilere haksız bir kazanç sağlama" unsurları da eklenmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir. Önceki yasal düzenlemede bulunmayan bu kavramların tartışılarak tanımlanması ve "mağduriyet, kamu zararı veya haksız kazanç sağlama" fikirlerinin nitelik, nicelik ve boyutlarının ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesinin gerekli olduğu gibi, somut olayda bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması da zorunluluk arzetmektedir.
Bu hususların ise öncelikle, olay yargılaması yaparak hükmü veren Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, sanığın temyiz itirazının kabulü ile, sair yönleri incelenmeyen mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle; Sanığın temyiz itirazının kabulü ile, sair yönleri incelenmeyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 17.06.2004 gün ve 13-12 sayılı hükmünün BOZULMASINA, Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 14.06.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi. (¤¤)