Mesajı Okuyun
Old 18-06-2008, 16:10   #2
beyazbulut

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/12702
Karar: 2003/1752
Karar Tarihi: 24.02.2003
ÖZET : Çeyiz senedini, davalılardan Mehmet K. kefil sıfatıyla imzalamıştır. Kefaletin müteselsil kefalet olmadığı anlaşılmakla bu davalının kefaleti adi kefilliktir. Adi kefil hakkında dava açılabilmesi için BK.nun 486/1 maddesi gereğince, kefalet aktinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da, alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması, yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Bu şartların oluştuğu ispatlanamadığına göre, mahkemece kefil olan Mehmet K. hakkındaki davanın reddi gerekir.
(818 S. K. m. 486/1)
Dava: Taraflar aras
ındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, eşi olan davalı Osman K'den ayrıldığını, çeyiz senedindeki eşyaların ve ziynetlerin verilmediğini, bu senette Osman'ın babası olan diğer davalının da imzası bulunduğunu öne sürerek ziynetlerin aynen iadesine veya rayiç bedellerinin ve 500.000.000 TL eşya bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ziynet eşyalarıyla ilgili talebin reddine, eşyaların değeri olan 486.400.000 TL.nın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Osman K'ün tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı Mehmet K'ün temyiz itirazlarının incelenmesinde; çeyiz senedini, davalılardan Mehmet K. kefil sıfatıyla imzalamıştır. Kefaletin müteselsil kefalet olmadığı anlaşılmakla bu davalının kefaleti adi kefilliktir. Adi kefil hakkında dava açılabilmesi için BK.nun 486/1 maddesi gereğince, kefalet aktinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da, alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması, yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi gerekir. Bu şartların oluştuğu ispatlanamadığına göre, mahkemece kefil olan Mehmet K. hakkındaki davanın reddi gerekirken, bu davalı için de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı Osman K.'ün temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı Mehmet K. yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.