işyerini şirket merkezi Ankara’da olan sigorta şirketi nezdinde, İstanbul Şişli’de bulunan acentesi aracılığıyla, gerçekleşecek riskler için, Ekonomik Ticari Güvence Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalattırmıştır. Bu poliçe Hırsızlık teminatını da içermektedir.
Sigortalı işyerinde geceleyin meydana gelen hırsızlık olayı üzerine davacı, sigorta şirketine zarar ihbarında bulunmuş ve bunun üzerine sigorta şirketi tarafından eksper görevlendirilmiştir.
Sigortalı işyerinde yapılan fiili ekspertiz neticesinde verilen raporda ‘zemin katta bulunan davacıya ait işyerinde demir kepenk,parmaklık bulundurulması özel şartıyla hırsızlık teminatı verildiği, ancak zemin katta lokanta olarak faaliyet gösteren sigortalı işyerinin giriş kapısı ve vitrinlerinin önünde demir kepenk,parmaklık mevcut olmadığı’ noktaları belirtilmiştir.
Sigortalı, sigorta şirketinin kendisine ön bilgi formu gönderdiğini ve bu ön bilgi formunu doldurup sigorta şirketine geri verdiğini, ön bilgi formunda maliki olduğu işyerinde özellikle demir parmaklı,kepenk bulunmadığını bildirdiğini beyan etmiş ve sigorta şirketi aleyhine dava açmıştır.
Sigorta şirketi bu formda ne sigortalının ne de acente yetkilisinin imzasının bulunmadığını belirtip, ilgili formu mahkemeye sunarak, özel şarta dayanarak tazminat ödemeyi reddettiğini belirtmiştir.

Türk Ticaret Kanunu Hükümleri ve Hırsızlık Sigortası Genel Şartları uyarınca, poliçeye konulan özel hükmün geçerli olması için, gereken şartların var olup olmadığını, Türk Ticaret Kanunu 1264. Maddede sayılan ilkeler doğrultusunda incelediğimizde ve özel hükmün geçerli olması halinde söz konusu durumda davalı sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün doğup doğmadığı hakkında ve

Davalı sigorta şirketinin ödeme yükümlüğü doğmuşsa, ödenecek tazminatın miktarı konusundaki TTK ve poliçe umumi şartlarındaki hangi gerekçe ile istenebilir, sigortacının hangi sınıra kadar sorumlu olduğunu konusunda Sayın meslektaşlarımdan cevap beklemekteyim.