Mesajı Okuyun
Old 15-01-2008, 11:23   #8
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/933
K. 2005/2109
T. 8.3.2005
• ÇALIŞMANIN TESPİTİ TALEBİ ( Sosyal Güvenlik Hakkının Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Dokunulamaz ve Feragat Edilemez Bir Hak Olması Nedeniyle Davadan Feragat Nedeniyle Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• DAVADAN FERAGAT ( Hizmet Tespiti Talebinde Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• SİGORTALI OLMAK HAK VE YÜKÜMÜ ( Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Dokunulamaz ve Feragat Edilemez Bir Hak Olması Nedeniyle Hizmet Tespiti Davasında Feragat Nedeniyle Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
• KURUMA BİLDİRİLMEYEN HİZMETİN TESPİTİ ( Sigortalı Olmaktan Feragat Edilememesi Nedeniyle Davadan Feragat Halinde Red Kararı Verilemeyip İşin Esasına Girilmesi Gereği )
506/m.6
ÖZET : Dava hukuksal nitelikçe çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbitine ilişkindir. 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek "çalıştırılanların ise alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı vazgeçilemiyeceği" belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür.

Öte yandan hizmet tesbiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle hizmet tesbiti davasında feragat eden davacı, sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tesbitinden" giderek "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir. Bu nitelikteki bir feragat'ın Anayasa'da yer alan ilkelere ve 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinin emredici hükümlerine aykırı olduğu açıktır.

Mahkemece davanın yukarıda açıklanan hukuksal niteliği gözönünde tutularak, işin, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken, hizmet tesbiti davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.07.1996-27.10.1999 tarihleri arasında sigortalı olarak geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde feragat nedeniyle reddine karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Dava hukuksal nitelikçe çalışılmasına rağmen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbitine ilişkindir.

Davacı, davalı işyerinde 1.7.1996 ila 27.10.1999 tarihleri arasında çalıştığı halde, Kuruma bildirimde bulunulmadığından bahisle belirtilen tarihler arasında çalıştığının tesbiti için işveren ile SSK Başkanlığı aleyhine dava açmıştır. Davacı vekili 17.10.2003 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, bunun üzerine yerel Mahkemece davanın feragat nedeniyle red kararı verilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet tesbiti davasından H.Y.M.U. 90.ve devam maddeleri gereğince feragat edilip edilemiyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin ( davacının ) netice-i talebinden vazgeçmesidir. Feragat ile yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçilir. Davadan feragat sonucunda feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz.

1982 Anayasa'sının 12.maddesinde "Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz devir edilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu" 60.maddesinde ise "Herkesin sosyal güvenlik hakkında sahip olduğu" düzenlenmiştir. Hal böyle olunca da sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulamaz ve feragat edilemez bir hak olduğu açıktır.

506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek "çalıştırılanların ise alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı vazgeçilemiyeceği" belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür.

Öte yandan hizmet tesbiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle hizmet tesbiti davasında feragat eden davacı, sadece açtığı davadan değil, "sigortalı olduğunun tesbitinden" giderek "sosyal güvenlik hakkından" vazgeçmektedir. Bu nitelikteki bir feragat'ın Anayasa'da yer alan ilkelere ve 506 sayılı Yasa'nın 6.maddesinin emredici hükümlerine aykırı olduğu açıktır.

Mahkemece davanın yukarıda açıklanan hukuksal niteliği gözönünde tutularak, işin, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmek gerekirken, hizmet tesbiti davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.2.2004 gün 2004/21-54 Esas, 2004/54 Karar )

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmasından kuruma bildirilmeyen 1.7.1996 - 27.10.1999 arası sürenin tesbiti istemiyle dava açmış ancak deliller toplanmadan verdiği 17.10.2003 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan etmesi üzerine mahkemece 20.4.2004 günü davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davalılardan Kurum vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.

Kurumun temyizi sadece vekalet ücretine yönelik ise de feragatın geçerli olup olmadığının saptanması varılacak sonuca ve giderek vekalet ücretinin takdirine de etkili olacağından ileri sürülen temyiz itirazının incelemeyi sınırlandırmayacağı ve kişiye sıkı sıkıya bağlı devredilmez ve vazgeçilmez haklardan olan sosyal güvenlik kapsamındaki sigorta hakkında ( hizmet tesbiti talebinden ) feragat edilemiyeceğine ilişkin bozma gerekçesine aynen katılıyorum.

Ancak; hizmet tesbiti davaları kural olarak taraflarca hazırlama ( ihzar ) prensibine tabi olmakla birlikte Kamu düzeniyle ilgisi nedeniyle gerektiğinde hakimin soruşturmayı derinleştirerek resen delil toplama yetkisi bulunmakta ise de mümkün olmamasına rağmen davadan feragat edilmesi halinde gerek İş Mahkemeleri Kanununda gerekse 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda 3402 sayılı yasanın 29.maddesinde olduğu gibi hakime davaya resen bakıp sonuçlandırma görev ve yetkisi öngören bir hüküm bulunmadığından işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi mümkün olamaz.

Dava konusu hakkın niteliği gereği davadan feragat edilmesi mümkün olmadığına göre mahkemece yapılacak iş; feragat beyanı davayı takipten sarfınar etme ( davayı takipten vazgeçme, yada davayı geri alma ) olarak kabul edilmeli, buna karşı tarafça muvafakat edildiği takdirde "dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına" aksi takdirde davacı davasına devam etmek istemez ve karşı taraftan da davayı takip talebi olmaz ise "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar vermek olmalıdır.

Bu nedenle bozma kararındaki mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesine ilişkin gerekçeye katılamıyorum.