Mesajı Okuyun
Old 02-11-2010, 16:17   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Sayın KOCABAŞ'IN belirttiği Hukuk Genel Kurulu Kararının karşı oy yazısını aktarıyorum.

Ben herzaman ki gibi muhalif taraftayım

KARŞI OY YAZISI

Davacı davalı aleyhine derdestlik itirazına konu olan ilk davayı 27.1.1994 tarihinde açmış, 28.4.1994 tarihinde dava işlemden kaldırılmış, 9.8.1994 tarihinde de açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup karar tebliğe çıkarılmamıştır. Eldeki dava 17.3.1995 tarihinde açılınca davalının derdestlik ilk itirazı ile karşılaşmış ve mahkemece bu itiraz kabul edilerek ikinci davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiş, mahkemece verilen karar özel dairece bozulmuştur.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre bir dava, dava dilekçesi ile açılır ve mahkemece verilen kararın kesinleşmesi ile biter. Bu süre içinde sözü geçen dava derdest sayılır. Aynı Kanun'un 409. maddesi uyarınca verilen kararların diğer kararlar gibi temyiz kabiliyetinin bulunduğu tartışmasızdır. Somut olayda önceki davada verilmiş bulunan karar tebliğe bile çıkarılmış değildir. Usul açısından temyize tabi bir kararın nasıl sonuçlanacağı hususunda önceden karar vermek ve müteakip işlemleri ona göre yapmak mümkün değildir. Başka değişle esas bakımından verilen karar nasıl olsa onanır, vekalet ücreti v.s. yönünden bozma da etkili olmaz denemez. Önceki davayı açan, işlemden kaldırılmasına sebep olan, açılmamış sayılması kararını tebliğe çıkarıp davayı kesinleştirmeyen davacı olduğuna göre ikinci davada verilen karara katlanmak durumdadır.
Yukarıda yazılanlar ve yerel mahkeme kararındaki gerekçelerle mahkeme kararının onanması oyunda olduğumdan Yüce Çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Selim Öztuna
4. Hukuk Dairesi Üyesi