Mesajı Okuyun
Old 06-02-2009, 17:05   #2
av.cemile

 
Varsayılan

Sorunuzun birinci maddesi ile ilgili olarak aile konutu kavramının kanunda net olarak tanımlanmaması nedeni ile savunulabilir. Fakat tereddütlerim var. Bahsettiğiniz Yorumları destekleyen Yargıtay kararı var ise paylaşabilirseniz sevinirim. Doktrindeki ve yargıtay içtihatlarındaki aile konutu kavramından eşlerin evlilik birliği nedeni ile oturdukları ve aile olarak hayatlarını devam ettirdikleri yer anlaşılmaktadır.

2. maddedeki sorunuzda ise işlem satıcı ile satın alan arasında gerçekleşmiş ve anladığım kadarı ile satıcı da satıştan elde ettiği para ile Bankaya olan kredi borcunu kapatmıştır.
O nedenle de tapu iptali ve tescil davası hem satıcı eşe hem de satın alan üçüncü kişiye karşı açılmalıdır. Üçüncü kişi(satın alan) buranın aile konutu olmadığı veya aile konutu olsa bile bunu bilmediğini ispat ederse dava kaybedilir. Aksine buranın aile konutu olduğunu ve satın alan üçüncü kişinin buranın aile konutu olduğunu bildiği halde satın aldığını ispat edebilirseniz davayı kazanabilirsiniz. Bu durumda satın alan üçüncü kişi, ödediği meblağı, varsa bu arada uğradığı zararı müvekkilinizin eşinden tahsil edecektir.
(Aksini düşünmek müvekkilinizin eşinin bedel ödemeden taşınmaz sahibi olmasını mümkün kılar ki bu da mümkün değildir.)

3. sorunuza gelince Bankanın almış olduğu komisyonun tahsili de bence mümkün değildir. Çünkü burada Banka tüm bu işlemlerin dışında olan, müvekkilinizin eşinin ilk alış verişini finanse eden 3. kişi konumundadır.(müvekkilinizin eşinin o evi alması için kredi vermiştir.) Bu krediyi bir kalemde kapatmak isteyen müşterisinden de alacağını ve alması gerekli komisyonunu masraflarını vs. almıştır. (alması gerekli ise.)Burada Banka tamamen alacağını tahsil etme amacını taşıdığından, İşlem üzerinde bankanın bir ihmali veya dahli de olmadığından bence bir sorumluluğunun olacağını düşünmek doğru değildir.

Sorunuzdan anladığım kadarı ile cevaplarım bu şekildedir.Soruyu tam anlamamış isem vya yanlış yorumladı isem uyarınız.