Değerli meslektaşlarım, herkese iyi çalışmalar dileyerek yakın meslektaşlarımla yapmakta olduğumuz bir hukuki tartışma hususunda sizin de görüşlerinizden yararlanmak istiyorum.
SORUN:
Müvekkilim bayan ile eşi 05/2009 tarihinde evlenmiş ve edinilmiş mallara katılma rejimine (EMK) tabidirler. 03/2010 tarihinde taraflar birlikte bir ev satın almışlar ve bu ev tapuda koca adına tescil edilmiş ve aile konutu şerhi düşülmüş. Müvekkilim mal ayrılığı rejimine geçmek ve evin de kendi üzerine bağış yoluyla intikal ve tescilini istemekte. Ancak ileride boşanma durumu söz konusu olursa da kocanın katılma alacağı talep etme ihtimalini bertaraf etmek istemekte.

Bu durumda müvekkilim bayanın çıkarlarını da düşünerek ileride boşanmanın gündeme gelmesi halinde mal rejiminin tasfiyesinin ne şekilde olacağı hususunda yaptığımız araştırmalardan net bir cevap alamadığımız için, kocanın boşanma gündeme gelirse katılma payı alacağı talebinden de sakınabilmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiği konusunda şöyle bir fikir yürüttük.

ÇÖZÜM:
Taraflar mal ayrılığı rejimini seçtiklerine ilişkin bir sözleşme hazırlayarak noterde onaylatırlar. Daha sonra da söz konusu evin bağış yoluyla intikalini sağlayıp müvekkil bayanın üzerine tescil ettirirler. Böyle bir durumda EMK tasfiye edilmiş olur mu?

Bizim düşüncemize göre evet olur. Çünkü Medeni Kanun’un 225. Madesine göre Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Eşlerce yeni mal rejimi olarak 04/2011 tarihinden itibaren mal ayrılığı rejimi seçildiğine göre eski rejim olan EMK tasfiye edilecektir. Tasfiye taraflar arasında anlaşma sağlanarak yapılamadığı hallerde mahkemeye başvurulmaktadır. Ancak anlaşma sağlanırsa tasfiye edilmiş sayılması gerekmektedir. Bu ev koca üzerine tescilli olduğuna göre katılma alacağı talebinde bulunacak olan kişi aslında müvekkil bayandır. Kendisinin EMK’nın tasfiyesi sırasında böyle bir talebi olmaması ve başka da paylaşacak malları olmamasına göre mal rejimi tasfiye edilmiş olacaktır diye düşünüyorum.
Daha sonra taraflar 2020 yılında mal ayrılığı rejimine tabi iken boşandı. Bu durumda yine mal rejiminin tasfiyesi gündeme gelecek. Taraflar da anlaşamadı ve mahkemeye mal rejiminin tasfiyesi için başvurdu. 2011 yılına kadar mal rejimi EMK idi. 2011’den 2020 ye kadar da mal ayrılığı. EMK rejimi sırasındaki mallar tasfiye edilerek mal ayrılığına geçildi. Dolayısıyla, 2020 de tasfiye edilecek mal rejimine ilişkin mallar 2011’den sonra yani mal ayrılığı rejimine tabi olunan döneme ait mallar. Ev de kadının üzerine bağış yoluyla intikal ettirilecek tescil ettirildi.

MK 243 yollamasıyla mal ayrılığı rejimine MK 250’yi uyguluyoruz.
Medeni Kanun MADDE 250.- Eşlerden biri tarafından paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin kurulmasından sonra edinilmiş olup ailenin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülenmiş mallar ile ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almaya yönelik yatırımlar veya bunların yerine geçen değerler, mal rejiminin sona ermesi hâlinde eşler arasında eşit olarak paylaşılır. Paylaştırmada işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir.
Manevî tazminat alacakları, miras yoluyla edinilen mallar ile karşılıksız kazandırmada bulunanın açık iradesinden aksi anlaşılmadıkça, sağlararası veya ölüme bağlı tasarruflarla edinilen mallar hakkında bu hüküm uygulanmaz
Diyor.
Ev 2020 yılında müvekkil bayanın üzerine tescilli. Kocası karşılıksız kazandırmada bulundu ve tapu dada intikal yolu: bağış yazdığı için Mk 250 yi uyguladığımızda karşılıksız kazandırmada bulunan kocanın açık iradesinden aksi anlaşılmıyor, yani malların eşit olarak bölünmesini istemiyor sonucunu çıkarıyoruz. Bu durumda bu ev, mal ayrılığı rejimi tasfiye edilirken paylaşıma konu olmayacaktır.

Siz değerli meslektaşlarımızın bu hususta gözümüzden kaçırdığımız bir nokta olup olmadığı yada kanun maddelerinin yorumu ve uygulaması hususunda hata olup olmadığı hususunda görüşlerinizi bekliyorum.
İyi çalışmalar diliyorum.