Mesajı Okuyun
Old 20-05-2006, 23:39   #6
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Bugün döviz alacaklıları doğrudan doğruya yabancı paranın ve temerrüt faizinin ödenmesini dava edebilmekte, mahkemeler de dövizin aynen ödenmesi yönünde karar vermektedir. Ancak icra takibi sırasında döviz alacağının Türk Lirası'na çevrilmesi zorunluluğu karsısında takip konusu dövize ne şekilde temerrüt faizi işletileceği sorunu gündeme gelmekledir.
Maalesef Yargıtay'ın bu konuda yerleşik bir içtihadı da yoktur. Bir Yargıtay kararına göre; öncelikle, vade tarihinde Devlet Bankalarının takibe konu dövizle açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden vade tarihî ile takip tarihî arasında işlemiş temerrüt faizinin döviz olarak hesaplanıp, takip tarihindeki kura göre Türk Lirası karşılığının bulunması gerekir. Takip konusu yabancı para alacağına takip tarihine kadar 3095 sayılı Kanun m.4/a'ya göre, yabancı para faizi, takip tarihinden sonra ise, Türk parası faizi işletilmesi şeklindeki Yargıtay uygulaması, kanun koyucunun döviz alacaklısını koruma amacına aykırı görülmektedir.
Konuya ilişkin diğer bir Yargıtay kararında; alacaklı, döviz alacağının takip tarihindeki kura göre belirlenen Türk Lirası tutarının, vade tarihinden itibaren % 45 reeskont faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir. Ancak Yargıtay, vade tarihinden takip tarihine kadar, dövizin vade günündeki kura göre hesaplanacak Türk Lirası üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi gerektiğine karar vermiştir (12. HD., 20.01.1992, 1991/6478, 1992/146). Bu kararında Yargıtay, alacağın esasen döviz alacağı olduğu ve bu sebeple döviz üzerinden temerrüt faizi işletilmek gerektiğini tamamen göz ardı etmiştir.
Döviz alacaklısı, vade tarihi (veya ilamlı takiplerde ilanı tarihi) ile takip tarihi arasında geçen süre için, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranını belirleyip, bu oran üzerinden temerrüt faizini döviz olarak hesaplamalı ve bu temerrüt faizi ile asıl alacağın takip tarihindeki kura göre belirlenen Türk Lirası tutarını takip talebinde göstermelidir. Fakat not şeklinde bir ibareyle, asıl alacağın ve takip tarihinden itibaren bu alacağa 3095 sayılı Kanun m.4/a'ya göre işletilecek temerrüt faizinin, takipten önceki dönem için hesaplanan temerrüt faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk Lirası olarak ödenmesini talep etmelidir.
Böylece, takibe başlandıktan bîr müddet sonra borçlu borcunu ödemek için icra dairesine gelir ya da takip neticesi haczedilen mallar satılıp satış kesinleşince, icra müdürünün alacaklıya ödenecek alacak miktarını, ana para + vade tarihinden takip tarihine kadar (m.4/a'ya göre belirlenen oranda) işlemiş temerrüt faizi + takip tarihinden fiili ödeme gününe kadar (yine m.4/a'ya göre belirlenen oranda) işlemiş temerrüt faizinin fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif veya döviz satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak hesaplaması gerekecektir.