Mesajı Okuyun
Old 15-10-2010, 02:00   #6
GünHan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Sayın Av.Yasemin

1- Size tebliğ edilen encümen kararında hangi kanuna göre ceza verildiği yazıyor mu? Ceza verilen ilgili kanun hükümlerinde eğer başvuru yolu ve süresi gösterilmemişse Kabahatler Kanunundaki başvuru yolu ve süresi geçerlidir.

2- Ayrıca encümen kararında 7 gün içinde Belediyeye ödenmesine ilişkin ifade bulunması bana garip geldi. Ödeme emri gibi Encümen Kararı olmaz. Bu ifade ancak kararın ekindeki itiraz hakları yazısında belki (gereksiz bir bilgi olarak) yer verilebilir. Ve 7 gün olması için ceza bu hükmü içeren özel bir kanuna dayanmalı.

3- Aşağıda sunulan Kabahatler Kanunu'nun 17.maddesi gereğince Belediyelerin verdiği cezalarda mahkemeye başvurulması takip ve tahsil işlemlerini durdurmaz kanısındayım:

Kabahatler Kanunu Madde:17
(4) Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarına ilişkin kesinleşen kararlar, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairelerine gönderilir.

Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idari para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur.

Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen ve Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idari para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre tahsil olunur.
***

Yukarıdaki maddede görüleceği üzere genel bütçeye dahil olan devlet daireleri tarafından kesilecek cezalarda kesinleşme aranır. Buna karşın maddede mahalli idareler (belediyeler ve özel idareler) tarafından kesilen cezalarda kesinleşmeden söz edilmemektedir. Bu nedenle Belediye Encümeni'nin verdiği cezanın kesinleşmesi beklenmeksizin takip ve tahsil işlemleri sürer kanısındayım.

Saygılarımla

Saygıdeğer Armağan Bey, Benim yaşadığım şehirde de, Belediye şu şekilde uygulama yapmaktadır, detaylıca size anlatıyorum, ve sonunda görüşümü ve hukuki yorumumu da sizin de değerlendirmeniz dileği ile ekleyeceğim:

1 - Belediye zabıtaları akşamları saat 8 gibi müvekkillerim olan otellerin önünden motorsiklet ile geçmektedirler ( bu oteller "otel,restaurant, bar" şeklinde üçü birlikte işyeri açma ve çalıştırma ruhsatlı turistik tesislerdir). Bir kaç hafta bu şekilde geçmelerin ardından,

2 - Müvekkillere bir adeti iki sayfadan ibaret olan, "idari yaptırım karar tutanakları ve ödeme emirleri" belediye zabıtalarınca getirilmektedir(şekillerini tarif edeceğim). Bunların sayısı bir defada yaklaşık 30-40 adettir, yani zabıtalar gelip bir seferde 30 ila 40 kadar bu belgelerden tebliğ etmektedir.

3 - Şimdi bu belgelerden her biri şu şekildedir: Belge iki sayfadan ibarettir. Birinci sayfada müvekkile idari para cezası verildiği ve bunun gerekçesi yazılıdır ve bu sayfa belediye encümen karar tutanağıdır. ikinci sayfa bunun üzerine zımbalanmış olan tek sayfadır ve bu sayfanın üst kısmında karar tebliğ tutanağı yazmakta ve encümen kararının yani cezanın miktarı ve kabahatin ne olduğu yazmaktadır. Bu aynı sayfanın alt yarısında ise bir başlık daha yer almaktadır: ÖDEME EMRİ. Bu başlığın altında ise yine cezanın miktarı yazıldır ve bu ceza tutarının 7 gün içerisinde ödenmesi gerektiği, 7 gün içerisinde mal beyanında bulunulması gerektiği geçeğe aykırı beyanda bulunulursa hangi yasaya göre ne olacağı yazılmaktadır. İtiraz süresi ve yeri Sulh Ceza Mahkemesi ve 15 gün olarak gösterilmektedir.

4 - Encümen kararında ise kabahatin PVSK 6. md'ye muhalefetten verildiği açıkça yazılmaktadır. Yani mevzuata aykırı işyeri işletme nedeni ile maddede belirtilen kadar para cezası verilecektir. Ancak encümen kararında ve belgenin hiçbir yerinde değinilmese de bu maddede görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu açıkça yazmaktadır. Fakat yukarıda da belirttiğim üzere ön sayfadaki yarısı encümen karar tebliğ tutanağı yarısı ödeme emri olarak yazılmış sayfada karara karşı SULH HAKİMİNE 15 GÜN İÇERİSİNDE MÜRACAAT YOLU İLE İTİRAZ HAKKI BULUNDUĞU YAZMAKTADIR. (Sulh mahkemesine başvurunca doğal olarak, Sulh Ceza mahkemesi yasadaki açık hüküm gereğince görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğuna karar veriyor, ki bu konuda bir sorunum veya sorum yok.)

5 - Encümen kararı tebliği bu şekilde usule aykırı olduğu gibi, işin esasına gelince; Encümen kararında müvekkilin iş yerinde iZiNSiZ CANLI MÜZİK YAPILDIĞI, CANLI MÜZİK EŞLİĞİNDE MICHAEL JACKSON vs. GÖSTERİSİ YAPILDIĞI ve bu nedenle ilgili bakanlar kurulu kararınca canlı müziğin mülki amirden izin alınarak yapılabileceği, müvekkil bu izni almadığı için PVSK (Polis Vazife Salahiyet Kanunu) md. 6 ya muhalefetten kendisine ceza kesildiği yazmaktadır. ANCAK SAMiMiYETLE BEYAN EDEBİLİRİM Kİ; MÜVEKKİL, İŞLETMESİNDE KESİNLİKLE CANLI MÜZİK YAPMAMAKTADIR. YANİ GEREKÇE KOMİK VE GERÇEK DIŞIDIR. CANLI MÜZİKTE MICHAEL JACKSON GÖSTERİSİ YAPILAMAZ. Michael jackson veya animatör kim ise kendi CDsini getirir,CD player'da çaldırır, gösterisini yapar ve gösterisini tamamlar. Buna animasyon denir ve bunu yasaklayan bir yasa veya yönetmelik Türkiye'de henüz icat edilmemiştir . Yani belediye gerçek dışı gerekçe ile idari yaptırım kararı almaktadır. Tek delili iki satır laftan ibaret tutanaktır. Ama kesinlikle ve ben bizzat şahit olduğum için kesinlikle canlı müzik yapılmadığı için ne bir ölçüm, ne bir fotoğraf ne de bir kayıt vardır. Olmayan bir şeyin kaydedilmesi de zaten imkansızdır.

6 - Bu şekilde kabahatler yasasına aykırı nitelikte 30-40 adet karar müvekkile tebliğ edilmektedir. işin ilginç yanı yukarıda değindiğim üzere, encümen kararı ile ödeme emri de gönderilmektedir. Dahası bahsettiğim gibi ön sayfası iki bölümden ibaret olan belgenin encümen kararı tebliği tutanağı kısmına ayrı imza atılmakta, sayfanın alt yarısındaki ödeme emri başlık ve bölümünün altına ayrı imza atılmaktadır, belediye görevlileri isimleri matbu olarak yazılı şekilde. Muhakak dava açarken dava dilekçeme eklediğim danıştay kararlarında açıkça belirtildiği üzere, idari yaptırım kararı ile buna bağlı ödeme emrinin birlikte tebliğ edilmesi iptal sebibidir. ANCAK DAHA DA VAHİMİ,

7 - Müvekkile gelen bu kararlara karşı idare mahkemesine itiraz ettiğimiz halde (isabetli olarak görevsizlik verilmemektedir) BİR DAHA VE AYRI OLARAK BELEDİYECE TEKRAR FARKLI FORMATTA BİR ÖDEME EMRİ DAHA GÖNDERİLMEKTEDİR. Bu ödeme emrinde ise itiraz mercii ve süresi HİÇ GÖSTERİLMEMEKTEDİR. Bu sefer kesinleşmemiş amme alacağına ödeme emri gönderildi diye bunun da iptali talepli dava açmak zorunda kalıyoruz.

DONELER Bu ŞEKİLDE. ŞİMDİ Ben yorumumu söyleyeyim ve bu konuda sizinle fikir teatisinde bulunalım istiyorum Armağan Bey:

Ben sırf belediyeye fazladan vekalet ücreti ödetmeyeyim diye İLK ÖNCE encümen kararı ile aynı kağıtta tebliğ edilen ödeme emrine itiraz etmiyorum,prensip olarak. Çünkü Belediye arkadan şekil unsurları eksik olan bir ödeme emri daha gönderiyor (işlem numarası dahi koymuyorlar ödeme emirlerine). ben de tarih ve miktar bildirip dayanak encümen kararını belirterek dava açıyorum, ancak usuli eksiklikleri de yine emsal içtihat ışığında esasa müessir eksiklik olarak belirtip bu sebeple de iptalini talep ediyorum bu ikinci ödeme emirlerinin,itiraz mercii ve süresinin yazılı olmaması.

Sizce ilk gelen ödeme emirlerine de iptal davası açmalı mıyım? Yoksa zaten bizim vergilerimizle beslenen belediyeyi haklı da olsak (danıştayın istikarlı kararlarına göre karar ile ödeme emri aynı anda tebliğ edilemez, karar kesinleşmeden ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık yoktur şeklinde içtihatlar, gerekirse buraya da yüklerim)

İKİNCİ HUSUS ŞU ben geçenlerde bu şekilde 70 ayrı işleme karşı 70 ayrı dava açtım idare mahkemesinde. içerikleri ve yasal dayanakları son derece ayrıntılı fakat tekrarlamasız şekilde sade dava dilkeçeleri ile, özellikle Kabahatler kanununun 25. maddesinde kararın delile dayanması gerektiği, aksi halde geçersiz olacağı üzerine açıklamalarda bulunup,içtihatlar da ekleyerek...
FAKAT davalı Belediye bu gerçek dışı olduğunu herkesin bildiği kararları alırken ve 30 ar 40 ar adet müvekkillere bir anda tebliğ ederken kağıt ve kırtasiye masrafı dışında bir masraf yapmamaktadır. Üstelik zabıta arkadaşlar sormamız üzerine bizlere AÇIKÇA müvekkillerin canlı müzik yapmadıklarını kendilerinin de bildiklerini, ancak kendilerinin emir kulu olduğunu söylüyorlar. Müvekkiller ise belediyenin toplamda sadece belki 3-5 TL masraf yaparak tebliğ ettiği ve ortaya attığı kararlar nedeni ile karar başına sadece ortalama 200 TL çeşitli harç ve posta avansı masrafı ile idare mahkemesine hak arama başvurusunda bulunabiliyorlar. ŞİMDİ 40 tane karara itiraz edip iptalini sağlamak için vatandaş sadece 8.000 TL masraf yapıyor, avukatlık ücretleri hariç. Bliyorsunuz idare mahkemesinde her işleme ayrı dava açmak şart. Bu bedelleri ödeyebilecek insan var ödeyemeyecek insan var. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre idare mahkemeleri davalarında asgari 500 TL alındığını düşünseniz, 40 dava 20.000 TL eder. 8.000 TL de harç ve masraf toplam 28.000 TL insanlar para ödemek zorunda kalıyor. Bir de üstüne kesinleşmeyen bu para cezalarına ilişkin ödeme emirleri gelince onlara da dava açmak zorunda kalınca bir 28.000 TL daha harcanması gerekiyor. 56.000 TL. Şimdi vatandaştan bunları ödeyebilecek olan var ödeyemeyecek olan var. Belediye ise bir top kağıt parasına bu cezaları müvekkillere dayatabiliyor. Bu durum ne kadar hakkaniyetli ve ne başkaca yapılabilir tartışalım istiyorum. Biz noterle tespit de yaptırdık ceza yazılan bir çok gün için, canlı müzik yapılmadığına dair.

Bir de yukarıda arkdaşımızın belirttiği ve benim de yukarıda açıkladığım gibi para cezası kararı ile birlikte ödeme emri gönderildiği vakıalar ile ilgili ne düşünürsünüz, değerli fikirlerinizi paylaşmanızı saygıyla bekliyorum...