Mesajı Okuyun
Old 29-09-2016, 10:11   #18
Avukat İlkay Uyar Kaba

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1995/2-551
Karar: 1995/747
Karar Tarihi: 20.09.1995


BOŞANMA DAVASI - TARAFIN DURUŞMAYA GELMEMESİ HALİNDE YOKLUĞUNDA HÜKÜM KURULACAĞI İHTARI - İŞİN ESASI İLE HÜKÜM KURULABİLECEĞİ HUSUSU

ÖZET: Dava, Medeni Kanun'un 134/1. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkindir. Gerçekten tebligat yapılan tarafın duruşmaya gelmemesi halinde yokluğunda duruşmaya hüküm kurulacağı ihtarını da kapsadığı açık bir olgudur. Kaldı ki bu usulü hatının Usulün 428. maddesinin 6. maddesinin 6. bendinde gösterilen nitelikte bir hata olarak değerlendirilemeyeceği aşikardır. O itibarla yerel mahkemenin işin esası ile hüküm kurulabileceğine değinen direnme yerindedir. Ne var ki hükme yönelik temyiz itirazları Dairesince incelenmemiştir. Bu durumda dosya, işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının tetkiki için özel Dairesine gönderilmelidir.



(743 S. K. m. 134) (1086 S. K. m. 213, 377)

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 12.5.1994 gün ve 1993/318-1994/274 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 08.11.1994 gün ve 8844/10743 sayılı ilamı ile (... kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim iki tarafın iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez (HUMK. m. 73). "Tahkikat sırasında taraflara çıkarılarak çağrı kağıtlarında, tarafların belli günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde tahkikata yokluklarında devam edileceği bildirilir" (HUMK. 377/1). Görüldüğü üzere çıkartılan davetiyenin Tebligat Yasası'nın 9. maddesindeki hususları ihtiva etmesi yanında Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 213/2 ve 377. maddelerindeki "belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde tahkikata yoklukta devam edileceği ve hüküm verileceği" meşruhatını da taşıması zorunludur.

Davalıya dilekçe tebliğ edilirken bu maşruhat verilmediği gibi, sonradan da bu eksiklik giderilmemiştir. Açıklanan husus savunmayı etkileyen sulu yanlışlığıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, açıklanan yasa maddelerine uygun biçimde davalıya tebligat yapmak, gösterdiği takdirde delillerini toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden işin esasının incelenmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, Medeni Kanun'un 134/1. maddesinden kaynaklanan boşanma istemine ilişkindir.

Yerel mahkemenin davanın reddine dair kurduğu hüküm, Özel Dairece yukarıda metni yazıldığı üzere davalı kadına çıkarılan tebligatın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 213/2 ve 377. maddelerinde öngörülen açıklığı taşımadığına işaretle, bu usul yanlışlığına rağmen işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığına değinilerek bozulmuştur. Gerçekten HUMK. m. 213. maddesinin 2.fıkrasında "tahkikat sırasında taraflara çıkarılacak çağrı kağıtlarında tarafların belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında devam edileceğinin bildirilmesi" öngörüldüğü gibi, 377. maddenin 1. fıkrasında da "... belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yargılamaya yokluklarında devam edileceği ve hüküm verileceği belirtilir." hükmüne yer verilmiştir.

Mahkemece dava nedeniyle davalıya çıkarılan tebligatta ise, Usulün 213. maddesinden bahisle "yukarıda yazılı gün ve saatte bulunmadığınız takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği" meşrugatı verilmiştir. Gerçekten tebligat yapılan tarafın duruşmaya gelmemesi halinde yokluğunda duruşmaya hüküm kurulacağı ihtarını da kapsadığı açık bir olgudur. Kaldı ki bu usulü hatının Usulün 428. maddesinin 6. maddesinin 6. bendinde gösterilen nitelikte bir hata olarak değerlendirilemeyeceği aşikardır. O itibarla yerel mahkemenin işin esası ile hüküm kurulabileceğine değinen direnme yerindedir.Ne var ki hükme yönelik temyiz itirazları Dairesince incelenmemiştir. Bu durumda dosya, işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının tetkiki için özel Dairesine gönderilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklandığı gibi işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20.9.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.