Mesajı Okuyun
Old 15-05-2009, 01:54   #71
Adli Tip

 
Varsayılan

Bir önceki mesajınızda alıntı yaptığınız iki mesajımın arkasındayım. İkisi arasında bir çelişki de göremiyorum.

Alıntı:
Yazan Saim

....
Unutmamalıyız ki, muacceliyet şartı, henüz günü gelmediği için doğmamış borcu, şart gerçekleşince sanki doğmuşcasına talep etmeye imkan vermektedir. O borç, şarta bağlı bir borçtur ve şart gerçekleştiğinde gününden önce talep edilebilmektedir. Yani gününden önce doğma diye bir şey söz konusu değildir. Şart nedeniyle, -şartın gerçekleşmesi ile birlikte- gününden önce talep etmek imkan dahiline girmektedir. Oysa, kiracı henüz şart nedeniyle erken ödeyeceği kira bedelinin karşılığını almamıştır, günü geldiğinde karşı edimi, mecuru kullanmak suretiyle elde etmiş olacaktır.

Benim o cümledeki muradım çok açık. Kavramları olabildiğince anlaşılabilir yazmamız lazım. ....

Saim Abiciğim,

Uykusuzluktan mıdır, alkolün etkisi mi, yoksa aklım mı ermiyor bilmiyorum ama mesajınızın yukarıdaki kısmını gerçekten anlamadım.

Cümleleri öğelerine ayıramayacağım ama paragrafı cümlelere böldüm, belki anlarım diye..

Alıntı:
...muacceliyet şartı, henüz günü gelmediği için doğmamış borcu, şart gerçekleşince sanki doğmuşcasına talep etmeye imkan vermektedir.

Vade gelmediyse borç da doğmaz, borcu doğuran olay, gününün gelmesidir mi demek istiyorsunuz?
"şart" derken neyi kastediyorsunuz?

Alıntı:
Yazan Suat Ergin
Muacceliyet: Borcun yerine getirilme zaman ve şartlarının doğmasıdır.(Hukuk Sözlüğü-Esat Şener)

“Muacceliyet” borca ilişkin bir kavramken, “muacceliyet şartı” muhtemel alacağa ilişkin bir kavram mı?

Alıntı:

O borç, şarta bağlı bir borçtur ve şart gerçekleştiğinde gününden önce talep edilebilmektedir.

"o borç" sanırım bakiye kiralar? "Şart", kiracının evde oturması mı, sözleşmeyi imzalaması mı, sözleşmeyle belirlenen ödeme günlerinde ödemelerin yapılmaması mı?

Alıntı:
Yani gününden önce doğma diye bir şey söz konusu değildir.


Yani "muacceliyet şartı" doğmamış borcu talep etmeyi sağlayan hukuki bir kavram mı?
Zira bir şey ya gününde, ya gününden önce, ya da gününden sonra doğar. Bir de doğmaması ihtimali var. Ki doğmamışsa yoktur.



Alıntı:
Şart nedeniyle, -şartın gerçekleşmesi ile birlikte- gününden önce talep etmek imkan dahiline girmektedir.


Bunu anladım galiba. Zira ben de bunu söylüyorum. Şart (bir kirayı gününde ödememek) gerçekleşmişse, -bakiye kiraları- (sözleşmeyle kararlaştırılmış) günlerinden önce talep etmek mümkündür.
Sözleşmeyle belirlenen günden (vadeden) önce talep edilebilmesi, yeni ödeme gününden (vadeden) sonra da talep edilebilmesine engel değildir.

Alıntı:
Oysa, kiracı henüz şart nedeniyle erken ödeyeceği kira bedelinin karşılığını almamıştır,
Alıntı:
günü geldiğinde karşı edimi, mecuru kullanmak suretiyle elde etmiş olacaktır.

Karşı edimi, mecuru kullanmak suretiyle elde etmesini beklersek, borç zaten muaccel olur. “muacelliyet şartı” niye var ki? (Bu soruyu kaçıncı soruşum oldu acaba?)


Alıntı:
Netice itibariyle;

Suat bey ile %99 aynı fikirdeyim. %1 farklılık ise şudur:


Suat Bey ile ben de %99 aynı fikirdeyim. O halde matematik benle de %98 hemfikir olmanızı gerektirir. Ama onunla fikir ayrılığına düştüğünüz %1 ile benimle fikir ayrılığına düştüğünüz %1’in farklı %1’ler olması mümkündür.

Alıntı:

Suat bey, kira akdi feshedilmeden muacceliyet şartı nedeniyle talep edilebilir hale gelen henüz oturulmamış aylara ait kira bedellerinin, tahliyeden sonraki kira müddetinin hitamına kadar her halukarda kiralayana ödenmesi gerekir düşünecsindedir.

Ben ise; Kira akdi feshedilip de bu karar kesinleşirse akdin geçersiz olacağını ve kiralayanın fesih iradesinin sonucu tahliyeden sonraki aylar için muacceliyet şartı dairesinde kira bedelinin talep edilmemesi gerektiğini söylüyorum. Çünkü akdi fesheden ve tahliye isteyen kiralayandır. Akdin feshine kusuru ile kiracı sebep olmuşsa ki olduğu varsayılabilir, bunun sonucu olarak kiraya verene kadar gereken yeterli bir süre için "tazminat" talep edilmesi mümkündür ancak bu tazminat, muacceliyet şartının sonucu olarak değil, ayrı bir talep ile dile getirilebilir ve tazminat davacısı, davasını ve bu arada zararını ispatlamak zorundadır.

Bunun dışında farklı bir düşüncemiz söz konusu bile değildir.

Kiralayanın, kiracıdan muaccel bir alacağı vardır. Kiracı bu borcu her halükarda ödemek zorundadır.

Bu kira sözleşmesinin varlığı ya da feshi sebebiyle kiracının bir zararının olması, ya da kiralayanın sebepsiz zenginleşmiş olması mümkündür.
Ancak, kiracı bunları ispatlamadığı müddetçe kiralayandan bir alacağı olamaz. Muaccel olmamış ve hatta muhtemel bir alacak da takas ya da mahsup edilemez.

Saygılarımla,