Mesajı Okuyun
Old 16-06-2010, 13:24   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/13-343
K. 2004/346
T. 9.6.2004
• KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ TALEBİ ( Tarafların İspatla Yükümlü Olduğu Hususlar - Kira Bedelini İspat Külfetinin Kiralayanda Olması )
• İSPAT KÜLFETİ ( Kira Alacağının Tahsiline İlişkin Takibe İtiraz Halinde - Kira Bedelini İspat Külfetinin Kiralayanda Ödediğini İspat Külfetinin ise Kiracıda Olması )
• YEMİN TEKLİF HAKKININ HATIRLATILMASI GEREĞİ ( Kira Alacağının Tahsiline İlişkin Takibe İtirazın İptali Davasında Kira Parasını Ödediğini İspat Edemeyen Kiracıya - Akdi İlişkiyi İspat Külfetinin Kiralayanda ve Ödediğini İspat Külfetinin Kiracıda Olması )
1086/m.288,337
ÖZET : Dava, kira bedeli bakiyesinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Kira ilişkisini ve kira bedelini ispat yükü kiralayana, bedelin ödendiğini ispat yükü ise kiracıya aittir. Eldeki davada taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak davalı kiracı yemininde kira ilişkisini kabul etmiştir. Davacı taraf, İcra takip talepnamesinde, yıllık kira bedelini 6.000 DM. olarak bildirmek ve bakiye alacağın 2.500 DM. olduğunu açıklamak suretiyle, davalının 3.500 DM. ödediğini kabul ve ikrar etmiş bulunmaktadır. Değinildiği üzere, kira bedelinin miktarını ispatlamak davacı kiralayana aittir. Davacı, kira bedelinin 6.000 DM. olduğunu ispat edemediğine, davalının eda ettiği yemin itibariyle bunun 4.000 DM'den ibaret bulunduğunun kabulü gerektiğine ve davacının takip talepnamesindeki beyanıyla kendisine bu kira parasına mahsuben 3.500 DM. ödendiğini de ikrar etmiş olmasına göre, davalının ödediğini ispatla yükümlü olduğu bakiye kira borcu 500 DM'den ibarettir. Davalı, bu miktarda olduğu açıklanan şekilde kesinleşen kira borcunu ödediğini yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Önemle belirtilmelidir ki; davacı taraf bu borcun kendisine ödenmediğini ispat yükümlüğü altında bulunmadığından, davalının ödeme yaptığına dair yemin etmiş olması hukuken sonuç doğurmaz. Böyle bir durumda, kira ilişkisini kabul eden ve yıllık kira bedelinin miktarını bildiren kiracı davalı, söz konusu bakiye borcu ödediğini miktar itibariyle yazılı delille kanıtlamalıdır. Davalı bu yönde bir yazılı delil sunmamıştır. Ancak, cevap dilekçesinde "sair delail" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, bakiye kira bedeli 500 DM' nin ödendiğine dair savunmanın ispatı için, davacı tarafa yemin teklifinde bulunabilir.

DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 01.05.2003 gün ve 2002/1160-2003/331 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 08.12.2003 gün ve 2003/9165-14454 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalı aleyhinde yaptığı İcra takibinde yıllık 6000 DM kira alacağından bakiye 2.500 DM karşılığı 1.280 Euro'nun tahsilini istemiş, davalı ise hiçbir borcu bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir. Davalı gerek İcra takibine karşı itiraz dilekçesinde ve gerekse yargılama aşamasında kiracı olmadığım ileri sürmemiş, sadece borcu olmadığını bildirmiştir. Kira ilişkisinin varlığını ve kira miktarını ispat yükü davacı kiralayana, bedeli ödediğini ispat yükü ise davalı kiracıya aittir. Davalı kiracı kira ilişkisine itiraz etmemekle birlikte borcu olmadığını, kira bedelini ödediğini savunduğuna göre ispat yükü az yukarıda açıklanan savunmayı yapan davalıya aittir. Davacının teklif ettiği yemini eda eden davalı kira bedelinin yıllık 4000 DM olduğunu ve altı ay oturarak 2000 DM ödediğine dair yemin etmiştir. Kira ilişkisini kabul eden davalı taşınmazı altı ay sonra tahliye ettiğini ispatlayamadığı gibi 2000 DM.'ı da ödediğini ispat edememiştir. Bakiye kira bedeli 2000 DM.'ı ödediğini ispat edemeyen davalının bu iddiasını ispat etmesi gerekirken, davalının İcra takibine itiraz dilekçesi ve yargılamadaki beyanı karşısında kendisine ispat yükü düşmeyen davacıya ispat yükü yüklenerek teklif ettiği yemini davalının eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, davalı cevap dilekçesinde sair delil demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek, davalıya davacı tarafa 2000 DM.'ı ödediğine dair yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kira bedeli bakiyesinin tahsili istemiyle yapılan ilamsız İcra takibinde borca itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı H.H.Ş. vekili, davalının davacıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, aralarında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığını, iyi niyetli olarak davalının kira borçlarını ödeyeceğine inanan davacının davalıdan herhangi bir senet de almadığını, ancak davalının kira borçlarını ödemediğini, yapılan icra takibinde de borca haksız şekilde itiraz ettiğini; Yargıtay kararlarına göre, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayan hallerde sözleşmenin varlığının yemin deliliyle kanıtlanabileceğini, kira parasının ödendiğine dair savunmanın da kiracı tarafından kanıtlanması gerektiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve asgari % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı M.D. vekili, davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, dosya kapsamına göre ispat yükünün de davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini ve davacının asgari % 40 oranında tazminata mahkum edilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme; yazılı delili bulunmadığını bildiren davacı vekilinin teklifi üzerine, davalının, yıllık kira bedelinin 4000 DM olduğuna, 2000 DM'yi oturduğu dönemin üçüncü ayında ödediğine, altı ay oturduktan sonra anlaşma ile taşınmazı tahliye ettiğine, davacıya borcunun bulunmadığına, yıllık kira bedelinin de 6.000 DM. olmadığına dair yemin ettiği, buna göre davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine ve takip bedelinin % 40'ı oranında 828.000.000.-TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar vermiş; hüküm özel dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesinin bulunmadığı çekişmesizdir. Davacı vekili, davalı hakkında 21.08.2002 günlü takip talebiyle giriştiği icra takibinde, 2.500 DM' ye tekabül eden 1.280 Euro karşılığı 2.070.000.000.-TL'nin takip tarihinden itibaren % 60 faiziyle birlikte tahsilini istemiş; takip talebinin "Borcun Sebebi" bölümünde "Yıllık 6.000 DM. kira alacağından bakiye kalan 2.500 DM. karşılığı 1280 Euro kira alacağı" şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna göre, anılan İcra takibi açıkça, bakiye kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı borçlu vekilinin süresi içerisindeki 28.08.2002 günlü İtiraz dilekçesinde, "Müvekkilimizin H.H.ş'ye hiçbir borcu bulunmamaktadır. Bu sebeple... ödeme emrine ve borcun tamamına itiraz ediyoruz" denilmiş; dolayısıyla, alacaklı tarafın dayandığı kira ilişkisi ne kabul, ne de reddedilmiştir.

Görülmekte olan itirazın iptali davasında, davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığını, sözleşmenin varlığını yemin deliliyle kanıtlayacağını bildirmiş; davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde, tıpkı İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinde olduğu gibi, taraflar arasında yazılı olmayan bir kira sözleşmesi bulunduğu yönündeki davacı iddiasına yönelik herhangi bir açıklama yapılmaksızın, eş söyleyişle davacının dayandığı sözleşme ilişkisi açıkça kabul veya reddedilmeksizin, salt, davalının davacıya borcu bunmadığının ve ispat yükünün davacıya ait olduğunun belirtilmesiyle yetinilmiştir.

Yemin davetiyesinin tebliği üzerine ise davalı, 01.05.2003 günlü duruşmada "Davacı ile aramızda yazılı sözleşme olmaksızın kiralanana kiracı olarak girdim. Yıllık kira bedeli 4.000 DM idi. 2.000 DM'yi oturduğumun 3. ayı civarında ödedim ve 6 ay oturduktan sonra karşılıklı anlaşma ile kiralananı tahliye ettim. Bu suretle davacıya herhangi bir borcum kalmamıştır. Kira bedeli yıllık 6.000 DM. değildir, 4000 DM'dir ve 6 ay oturarak 2.000 DM. ödedim. Başkaca borcum kalmamıştır." şeklinde yemin etmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, davalının eda ettiği bu yemin, taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayanmayan bir kira ilişkisinin varlığım kesin bir biçimde ortaya koymaktadır. Böylece, taraflar arasında şifahi bir kira sözleşmesinin bulunduğu hususu çekişmesiz hale gelmiştir.

Özel daire bozma kararında açıklandığı ve yerel mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, kira ilişkisinin varlığını ve kira bedelinin miktarım ispat yükü davacı kiralayana; kira bedelini ödediğini ispat yükü ise davalı kiracıya aittir.

Somut olayda, davalı, eda ettiği yeminle, davacının taşınmazını yazılı sözleşme olmaksızın kiracı olarak kullandığım kabul; yıllık kira bedelinin miktarını bildirmek suretiyle de, kira sözleşmesinin en az bir yıllık bir süre için düzenlendiğini ikrar etmiştir.

Böylece, gerek İcra takibinde borca itiraz ve gerekse eldeki davaya cevap dilekçesinde var olup olmadığı açıklanmayan kira sözleşmesinin gerçekte var olduğu davalı tarafından kabul edilmiş; dolayısıyla davacı taraf, sözleşmenin varlığını yemin deliliyle ispat etmiştir.

Ne var ki, davalı, eda ettiği yeminde, miktarını ispat yükü davacı kiralayana ait olan ve yazılı delille ispat edilemeyen yıllık kira bedelinin, davacı iddiasından farklı olarak, 4.000 DM'den ibaret bulunduğunu bildirmiş; davacının sunduğu yemin metnine ve davalının yeminindeki bu beyana göre, davacının, yıllık kira parasının 6.000 DM. olduğu yolundaki iddiası yemin deliliyle ispat edilememiş; kira parasının yıllık 4.000 DM. olduğu hususu kesinleşmiştir.

Gerçekleşen bu duruma göre, taraflar arasında yazılı olmayan bir kira sözleşmesi bulunduğunun ve yıllık kira parasının 4.000 DM. olduğunun kabulü zorunludur.

Davacı taraf, İcra takip talepnamesinde, yıllık kira bedelini 6.000 DM. olarak bildirmek ve bakiye alacağın 2.500 DM. olduğunu açıklamak suretiyle, davalının 3.500 DM. ödediğini kabul ve ikrar etmiş bulunmaktadır.

Değinildiği üzere, kira bedelinin miktarını ispatlamak davacı kiralayana aittir. Davacı, kira bedelinin 6.000 DM. olduğunu ispat edemediğine, davalının eda ettiği yemin itibariyle bunun 4.000 DM'den ibaret bulunduğunun kabulü gerektiğine ve davacının takip talepnamesindeki beyanıyla kendisine bu kira parasına mahsuben 3.500 DM. ödendiğini de ikrar etmiş olmasına göre, davalının ödediğini ispatla yükümlü olduğu bakiye kira borcu 500 DM'den ibarettir.

Davalı, bu miktarda olduğu açıklanan şekilde kesinleşen kira borcunu ödediğini yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Önemle belirtilmelidir ki; davacı taraf bu borcun kendisine ödenmediğini ispat yükümlüğü altında bulunmadığından, davalının ödeme yaptığına dair yemin etmiş olması hukuken sonuç doğurmaz. Böyle bir durumda, kira ilişkisini kabul eden ve yıllık kira bedelinin miktarını bildiren kiracı davalı, söz konusu bakiye borcu ödediğini miktar itibariyle yazılı delille kanıtlamalıdır. Davalı bu yönde bir yazılı delil sunmamıştır. Ancak, cevap dilekçesinde "sair delail" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, bakiye kira bedeli 500 DM' nin ödendiğine dair savunmanın ispatı için, davacı tarafa yemin teklifinde bulunabilir.

Hal böyle olunca yerel mahkemece, davalı tarafa açıklanan şekilde yemin teklif etme hakkının varlığı hatırlatılarak, ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükü konusundaki yanılgılı değerlendirmeye dayalı önceki kararda direnilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Bozma nedenine göre davacı vekilinin kötü niyet tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin kötü niyet tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.06.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bu kararda kira akdinin kabul edilmiş sayılması itiraz dilekçesi nedeniyle değil, duruşmadaki YEMİN beyanında kira ilişkisini açıkça kabul etmesi nedeniyledir.