Mesajı Okuyun
Old 09-12-2007, 22:24   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu konu eklentilerin hukuki niteliği ile bağlantılı olarak düşünülmelidir.

Eklentiler, niteliği gereği asıl şeyden ayrı olarak devredilebilir, rehnedilebilir ve haczedilebilirler. Ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 13.09.1983 tarihli 4965/6389 sayılı kararında(ve ondan sonraki düzenli olarak sürdürdüğü içtihatlarında) Eklentinin asıl şeyden ayrı olarak haczedilemiyeceğine karar vermiştir. Fakat bugün Artık Yargıtay'da asıl şeyden ayrı olarak eklentinin haczedilebileceğine hükmetmektedir.

İşte 83/c, eklentilerin asıl şeyden haczedilebileceği kuralına bir sınırlama getirmiştir.

"
Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Alacaklılar ana taşınmazı satmadan, orada bulunan eklenti niteliğindeki malları ( Medeni Kanunun 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ) ayrı ayrı haczettirip sattırabilirler. Çünkü, eklentinin taşınmaz yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılması mümkündür. Ancak, İİK'nın 83/c maddesi gereğince, ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Medeni Kanunun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur. Bilirkişi raporu yalnızca makine mühendisi bilirkişisince düzenlenmiş olup mahcuzların Medeni Kanunun 686. maddesinde öngörülen nitelikte ve taşınmaz telef, tahrif veya tağyir olunmadan ondan ayrılıp ayrılamayacağı ve bu makinelerin bulunmaması halinde fabrikanın amacına uygun şekilde çalışıp çalışmayacağını açıklayacak ayrıntıyı içermediği gibi, ayrıca mahcuzların ipotek akit tablosunda belirtilenlerle aynı olup olmadığı da saptanmadığından hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde, Mahkemece, hukukçu bir bilirkişinin de katılması ile oluşturulacak üç kişilik yeni bir bilirkişiler kurulundan yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir biçimde rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir."(12. HUKUK DAİRESİ E. 2004/20681 K. 2004/25282 T. 7.12.2004)

"
Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani, alacaklılar taşınmazı satmadan, binada bulunan eklenti niteliğindeki malların Medeni Kanunu'nun 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ayrı ayrı haczedebilir ve satabilirler. Çünkü eklentinin taşınmaz yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılması mümkündür. Ancak, İİK'nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Medeni Kanun'un 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur.
Somut olayda, borçlu, tapuya şerhli makinaların taşınmazdan ayrı olarak haczedildiğini ileri sürmektedir. Tapudan gelen 29.11.2002 tarihli cevapta farklı iki teferruat şerhi bulunduğu belirtilmiştir. Öncelikle varsa ipotek akit tabloları ve ekindeki teferruat şerhleri getirtilmeli, keşif yapılarak mahcuzlarla karşılaştırılmalı ve yukarıda açıklanan ilkelere göre inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir."( 12. HUKUK DAİRESİ E. 2004/14303 K. 2004/17813 T. 5.7.2004)

Ayrıca Doktrinde Lale Sirmen'e göre,İİK.m.83c eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczini yasaklamamışsa da aynı maddenin ikinci fıkrası MK.m.777 hükmünü saklı tuttuğundan, akit tablosu ve beyanlar sütununda eklenti olarak kaydedilmemesi, Taşınırın eklenti sayılmasını ve rehin kapsamına girmesini engellemiyeceğinden Bunlar da rehinli taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez.