Mesajı Okuyun
Old 20-01-2008, 01:15   #4
hakarar

 
Varsayılan

Bu konudaki görüşlerime geçmeden önce, yasa metnini olduğu gibi aşağıya alıyorum.

"MADDE 170.- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir.
Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez.
Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
MADDE 172.- Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.
Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. "

Bunlara göre:
1 ) Yargıcın açılmış bir boşanma davasında, ayrılık kararı verebilmesi için, dosya içeriğinin mutlak surette, boşanmaya da karar verilebilecek duruma gelmiş olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yargıç, boşanmaya karar veremeyecek durumdaysa, hiç olmazsa ayrılığa karar vereyim, diyemez.
2 ) Her ne kadar açıkça belirtilmese de, boşanma yerine AYRILIK kararı, ZİNA, AKIL HASTALIĞI, TERK GİBİ KESİN BOŞANMA SEBEPLİ DAVALARDA DEĞİL; EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI GİBİ KESİN OLMAYAN, deyim yerindeyse, mahkemenin takdir hakkının çok daha belirleyici olduğu ve ayrılık süreci içerisinde, tarafların mevcut durumu de-ğiştirmeye daha çok muktedir oldukları boşanma sebebiyle açılmış davalarda söz konusu olacaktır.
O nedenle, ayrılık süresi içindeki gelişen durumlar, sonrasında verilecek boşanma kararındakikusur durumunun belirlenmesinde dikkate alınır, şeklindeki yasa hükmü, bu tür kesin olmayan dava sebeplerinde dikkate alınacaktır.

Başka bir anlatımla; ayrılık süresiiçinde gelişen durumlardan kasıt; ayrı bir boşanma nedeni olabilecek kesinlikten ve belirleyicilikten uzak, ama ayrılık sonrasında, boşanmada ısrar ediliyorsa, boşanmanın sonuçlarını ve kusur durumunu belirlemeye de yardımcı olacak nitelikteki durumlardır.

Somut olayda ise; diğer eş tarafından açık ya da kapalı olarak affedilmemiş bir zina iddiasından söz edilmektedir.

Böylesi bir durumda, bu yeni boşanma nedenine dayanılarak dava açılabileceğini kabul, yasanın amaç ve ruhuna çok daha uygun düşecektir.

Böylesi bir gelişme sonrasında bile, diğer tarafı ayrılık kararının sonuna kadar beklemeye mahkum edip, zina eylemini de, salt ayrılığa konu olayla ilgili olarak, devamında açılacak boşanma davasında kusur unsuru olarak kabule zorlamak da aynı neden ve gerekçelerle, yasanın amaç ve ruhuna, aile kurumunun yapısına ve sağlıklı devamına veya mümkün olan en az hasarla sona erdirilebil-mesine uygun olamayacaktır.

Her şeyi bir yana bırakalım, teknik olarak da çok mümkün değildir; çünkü, zinanın öğrenilmesinden itibaren, belli sürede dava açmak durumunda olup, aksi halde, eşini affetmiş sayılacak olan eşin, ayrılık kararının sonunu beklemesi halinde, zinaya dayalı dava açma hakı da düşmüş olacaktır.
SONUÇ :
Bu konuda, Yargıtay kararına gerek olmayacağı, meslektaşı-mızın doğrudan, yeni boşanma sebebi olan zinaya dayalı olarak ve beklemeksizin, boşanma davası açabileceği;
aynı gerekçelerle de forum yöneticisi meslektaşımın,aksi yöndeki hukuki değerlendirmesinin de, bu tür boşanma sebepli davalarda, uygulama alanının bulunmadığı kanısındayım.
İyi çalışmalar ve esenlikler dilerim.