Mesajı Okuyun
Old 12-09-2009, 13:51   #105
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Öncelikle sevgili duyurucu 1 in bundan böyle bana selam vermeyecek olmasından ciddi olarak üzüntü duyduğumu belirtmek isterim.Kendisininin yazılarını ilgi ile takip eden zevkle okuyan birkaç kezde muhabbet edebilmiş biri olarak bu beni cidden üzecek.
Sonrasında bir iki şey söylemek isterim.Bunlar biraz dağınık olacak ama farazi değil gerçek vakıalardır.
1-Bir tarihte öldürülen bir avukat arkadaşımızın katillerinin yargılandığı davalarda bu katillerin avukatlığını yapan bir üstadımızı hatırlıyorum.Katil diyorum.Zira öldürdüklerini inkar etmiyorlar sadece öldürme nedeni olarak yasal hak ve yetkilerini kullandıklarını söylüyorlardı.Oldukça tecrübeli ve bilgili olan üstadımızın avukat katillerini savunması nedeniyle selam vermemeyi hiç düşünmedim.Üstelik bu üstadımız karşılıklı girdiğimiz tüm davalarda müvekkillerini tahrik edip karşı taraf asıllarına ve hatta avukatlarına saldırtıyordu.Bir kaç kez müvekkilerinin saldırısına ben de maruz kalmış bir iki kez de adliyede bu meslektaşımızın müvekkillerince dövülmüştüm.Hatta bu olaylardan bir tanesi için yaptığım şikayet neticesi üstadımız müvekkillerini tabiri caizse azmettirdiği için disiplin cezası da almıştı.Tüm bunlara rağmen karşılaştığımızda selamlaşırız.Hatta korumları karşı karşıya geldiğimizde aramıza girerek bizi yan yana getirmemeye çalışırlar ama bu duruma rağmen selamsız geçmeyiz
2-Yine bir tarihte bazı kişilerin beni dövmesi nedeniyle şikayetçi olup dava açılmasını sağlamıştım.Benimle birlikte yaklaşk otuz avukat şikayetçi idi.Bu davada sanıkların avukatı olan meslektaşımızla ilgili anımı da anlatmak isterim.Bir tahliye davası gelmişti.Ancak iş sahibinin aile dostum ve kapı komşum olmasına ve ailede toplam 7 kişinin avukatı olmama rağmen işi almamıştım.Çünkü kiracıları avukat idi.yer de avukat yazıhanesi.Daha sonra aradan bir yıl geçtiğinde aynı iş sahibi tekrar bu iş için geldi.Arada birlikte çalıştığı avukat ile de anlaşamadığı için ve alışkanlığı benimle çalışmak olduğu için gelmişti.Ben yine davayı almayacağımı söyledim.Bu arada avukatın ismi dikkatimi çekti.Bu avukat benim şikayetçi olduğum davada sanıkları savunan avukattı.
Bunu farkedince kendimce davayı almakta mahzur görmedim.Davayı açtık ve inanılmaz bir süre içerisinde sonuçlandırıp tahliye kararını8 aldık.Karşı taraf teknik bir hata ile tehiri icra kararı alamayınca haciz ve tahliye için kapısına dayandık.(Meslek kurallarındaki yükümlülükleri yerine getirerek) 4 avukatın çalıştığı bir büroya kar nedeniyle yolların kapandığı bir yılda ve günde tahliye için gittik.Kapıya dayandığımızda kamyon ve hamallar ile aldığımız tepki bizi buradan kimse çıkaramaz şeklinde oldu.Bu beni biraz daha tahrik ettiği için icra memurundan hemen taqhliye işlemine başlamasını istedim.Bürodaki avukatlar müvekkillerinin özelliğine güvenerek tahliyeyi engelleyebileceklerini düşünüyorlardı.Memura refakat eden polislerin de karakola geri çağırılmasını da sağladılar.Ama tüm bu işlem ve tehditler işe yaramadı biz tahliyeye devam ettik.İcra memurunun eski arkadaşım ve gözü kara olması da faydalı oluyordu.Son aşamada büronun asıl sahibi olan ve şikayetçi olduğum davadaki sanıkların asıl avukatı olan meslektaşımız büroya geldi.Süre isteyip bürodaki diğer avukatların tavırlarından ve tarafıma karşı dava almaktan dolayı özür diledi.Ayrıca o zamanın emniyet müdür yardımcılarından birini de aracı yaparak anlayış istedi.
Bu rica ve özür üzerine kendisine uygun bir süre verdim.Ve daha sonra büroyu tahliye ettiler.
Bu meslektaşım ile şimdi beşeri münasebet anlamında gayet olumlu görüşüyoruz.
Üstelik müvekkillerinin özelliği nedeniyle her an benim karşı tarafım olarak duruşmalara vekil sıfatı ile girebilir.Ve bu beni rahatsız etmez.
Aslında konu ile ilgili bir iki daha anım var ama değişik şekilde bir ara onları da anlatmak isterim.
SAyın duyurucu meslenin tarafı olan ben bile bu derece katı bakmazken sizin de düşüncenizi bir gözden geçirmenizi rica ederim.