Mesajı Okuyun
Old 27-08-2007, 16:29   #6
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/2615
Karar: 2003/9053
Karar Tarihi: 09.10.2003
ÖZET: Davalının sebepsiz zenginleştiğine dayanılarak açılan tahsil davasında; Mahkemece, sebepsiz zenginleşmeye konu çek bedelinin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Davacı ise, keşide tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesini istemiştir. Temerrüdün başlangıcı noktasında TTK.nun 644 ncü maddesinde her hangi bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak, talep sebepsiz zenginleşmeye dayalı olup, BK.nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme taleplerinde, ana alacağa sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği andan itibaren temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği uygulamada kabul edildiğine göre, TTK.nun 644 ncü maddesine dayalı bu tür davalarda da sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir. Dava konusu kambiyo senedi, çek niteliğinde olduğuna göre, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih, şayet çek ibraz edilmiş ise, ibraz günü, ibraz mevcut değilse ibrazı gereken son gün olarak kabul edilmelidir. Olayda çekin bankaya ibraz edildiğine dair geçerli şerh düşüldüğüne göre, bu tarihten itibaren davacı yararına temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
(6762 S. K. m. 644) (818 S. K. m. 61, 62, 63)
Dava : Taraflar aras
ında görülen davada İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.04.2001 tarih ve 1999/772 - 2001/463 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen ve müvekkilinin bir borçlusu tarafından verilen çekin karşılıksız çıktığını, süresinde takip yapmadıklarını, davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, 1.800.000.000.-TL alacağın keşide tarihinden işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1.800.000.000.-TL çek bedelinin, davalının çekin kimde olduğunu bilememesi ve davadan önce temerrüde düşürüldüğünün ispat edilememesi gerekçesiyle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK.nun 644 ncü maddesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, sebepsiz zenginleşmeye konu çek bedelinin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Davacı ise, keşide tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesini istemiştir.
Temerrüdün başlangıcı noktasında TTK.nun 644 ncü maddesinde her hangi bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak, talep sebepsiz zenginleşmeye dayalıdır. O halde, uyuşmazlığın çözümünde bu hukuki dayanağın ilkelerinden faydalanılmalıdır. Nitekim, doktrinde de bu davada faizin genel hükümlere göre istenebileceği vurgulanmıştır. ( Bkz.F.Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, 2.Bası, Sh.904 ve devamı ) BK.nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme taleplerinde, ana alacağa sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği andan itibaren temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği uygulamada kabul edildiğine göre, TTK.nun 644 ncü maddesine dayalı bu tür davalarda da sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
Dava konusu kambiyo senedi, çek niteliğinde olduğuna göre, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih, şayet çek ibraz edilmiş ise, ibraz günü, ibraz mevcut değilse ibrazı gereken son gün olarak kabul edilmelidir. Olayda çekin bankaya ibraz edildiğine dair geçerli şerh düşüldüğüne göre, bu tarihten itibaren davacı yararına temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************