Mesajı Okuyun
Old 19-12-2011, 20:02   #1
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan Kooperatif bilançosunun, tevilli ikrar karşısında delil olarak değerlendirilmesi, kooperatifler yasası 17/2 ye göre kooperatifin acze düşme tehlikesi

Sayın Meslektaşlarım,
1163 sayılı kooperatifler yasası 17. maddenin uygulanmasına ilişkin görüşlerinizi almak istiyorum.
Kooperatiften ayrılan ortakla hesaplaşmanın esasları 15 ve 17. maddelerde belirlenmiştir.
Sorunumuz, 17/2. madde, "kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşücek iade ve ödemelerin üç yıla kadar ertelenebilmesi" hüküm altına alınmış durumdadır.
Olayımız da, kooperatif genel kurulda "kooperatifin acze düşmemesi için, ödemenin 3 yıl içinde 6 şar aylık periyotlar halinde, eşit taksitlerle ödenmesine, yeni üye kaydedilmesi halinde defaten ödenmesine" şeklinde karar almıştır.
İlgili bilançonun kesinleşmesi ve 1 aylık sürenin dolması üzerine dava açılmıştır.
Davada;
1- Alınan erteleme kararının gerekçesiz oluşu, gerçek anlamda erteleme kararı olmayıp, taksitle üç yıl içinde ödeme kararı olduğu ve bu durumunda muacceliyeti engellemeyeceği iddiasını ileri sürdük. Yanı sıra, acze düşme tehlikesinin de ciddiyetten- gerçeklikten uzak olduğunu belirttik. Gerekçelerimiz ise;
kooperatifin ortağın ayrılma yılı bilançosu açık vermediği gibi artı nakit bakiye ile devretmiştir. konutlar tamamlanmış, ferdileşmeye geçilmiş ve kooperatifin fazladan 18 adet bağımsız bölümü bulunmaktadır. ayrıca kooperatif ayrılma yılı bilançosundan, başkaca bir ortaktan olan 90.000 TL alacağını tahsilden vazgeçmiş durumda bulunmasını bildirdik. Ayrıca bu kooperatifin ayrılma yılı ve önceki yıl bilançoları 2-3 milyon tl gelirle sahip.
Bilirkişi incelemesinde, ayrılma yılı bilançosunun kesinleştiği tarihten sonra alacağın muaccel hale geldiği 1 ay sonraki kooperatifin nakit mevcudu hesaplanarak ( Devreden bakiye 13.750,00+ 40.000,00 (bir ayda toplanacak aidat)= 53.750,00) hesabı yapılarak, kooperatifin acze düşme tehlikesinin mevcut olduğu yolunda bir bilirkişi heyet (Avukat+ muhasebeci+ inş. müh) raporu geldi.
Yasa açıkça "Kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşmesi" açıklamasını, nakit parasının var olup olmamasına indirgemek ve böyle anlamak mümkün müdür?
Kooperatifin borcun muaccel olduğu yıla ait gelirlerinin ve olası gelirlerinin hesaplanması, ferdileşme sonrası uhdesinde kalan taşınmazların fazla oluşu göz önüne alınmaz mı?
Aynı olayda, ayrılan üye yönetim kurulu üyeliğide yapmış olup, ödenmeyen huzur hakkı ücret alacaklarıda talep edilmiştir. Kooperatif savunmasında "ödemenin yapılmadığını, ancak ödemelerinin A şahsına yapıldığını" açık şekilde beyan etmiştir. Ancak ödemenin bu A şahsına yapılmasını haklı kılan herhangi bir talimat, ferağ, beyan vs. sunulmamış ve böyle bir izahta bulunulmamış, savunmada yapılmamıştır. Kooperatifin bu savunmasına karşı ki (bence beyan tevilli ikrardır),
bilirkişi raporunda bu hususa ilişkin "kesinleşen bilançoda ödeme yapıldığı belirtildiği için ödeme yapılmıştır." kanaati bildirilmiştir.
Bu duruma göre;
Sizlerin olaya ilişkin yorumlarınızı, değerlendirmelerinizi ve varsa elinizde özellikle ertele kararına ilişkin incelemenin nasıl yapılması gerektiği konusunda teferruatlı yargıtay kararı örneklerini eklersenez memnun olacağım.
Saygılarımla.