Mesajı Okuyun
Old 23-11-2011, 01:58   #4
Av.Şükrü Y.KAYA

 
Varsayılan

Başlık konusu içinde sorumu sorabileceğimden yeni bir başlık açmadım ve değerli görüşlerini belirtecek sayın meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim. Dosya tarafımıza ilk derece mahkemesince karar verildikten sonra gelmiş olup;

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası 10.000 TL değerle açılmış, yerel mahkemece bilirkişiye dosya gönderilmiş, esas değer 3.556.000 TL olarak bilirkişi tarafından ttespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu davacı ve davalı vekiline 28.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiş ve 31.12.2009 tarihinde ise son karar duruşması yapılarak karar verilmiştir.
Davacı taraf bilirkişi raporunun esas alınması gerektiğini belirtmiş, davalı vekili ise beyanda bulunmak için süre istemiştir. Ancak süre verilmeyeceği belirtilerek davalı vekiline bir söz hakkı daha verilmiş ve davalı vekili raporun yüksek geldiğini aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz demiş başkaca da bir beyanda bulunmamıştır. (Eksik harcı tamamlanması talebi yok malesef)
Karar davacının davasının kabulüne vs vs vs ve 1200 TL davacı yararına vekalet ücretine (muhtemelen eksik harç tamamlanmadığından) hükmedilmiştir.
Karardan sonra davacı taraf bir an önce arsaya hissedar olabilmek için davalının yatıracağı harcı şerh düşerek yatırdı.
Bu aşamadan sonra davalı vekili olarak dosyaya vekaletimizi sunduk ve kararı davalı lehine temyiz ettik. Davacı vekili de, nisbi vekalet ücretinin bilirkişi raporu üzerinden verilmediğinden bahisle kararı bu yönden temyiz etti.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi kararı davanın reddi gerekirken kabulü hukuka aykırıdır gerekçesiyle lehimize bozdu. Ayrıca kararda davacının temyiz itirazının bozma nedenine göre incelenmeye gerek duyulmadığı da belirtildi.

Yerel mahkeme kararında direndi ve direnme kararını temyiz ettik. Ayrıca HGK tarafından değişik bozma talep ederek lehimize bir karar çıkacak ise vekalet üceretinin de bilirkişi değeri üzerinden verilmesi gerektiği, zira bilirkişi raporuna karşı tebliğden itibaren sadece 3 gün geçtiği ve beyanda bulunmak için süre istenilmiş olsa da verilmediği, en az 7 gün süre verilmesi gerektiği ayrıca eksik harcı yatırtmanın hakimin re'sen dikkate alacağı bir görevi olduğu, avukatın böyle bir yükümlülüğü yokken neticesinde harcı yatan bir davada bozma sonrasında vekalet ücretine esas değer üzerinden hükmedilmesi gerektiği, istikrar bulmuş kararın avukatlara karşı işgüzarlık olduğu bu nedenle tarafımıza vekalet ücretinin bahsedilen şekilde verilmesi gerektiğinin de karar bağlanılmasını talep ettik.

HGK 1.Hukuk dairesinin lehimize olan kararına uyulması gerekirken direnilmesi yerinde değildir gerekçesiyle, dairenin kararını yerinde buldu.
Bu aşamada dairece vekalet ücreti ile ilgili verilmiş bir karar yok.

Sorum şudur ki, HGK kararı sonrası yerel mahkeme duruşma açacak ve mecburen davanın reddine yeni esas dosya numarası üzerinden karar verecektir. Bu aşamada bu verilecek kararı yeni bir karar sayarak, harç zaten çok önceden yatmış olduğuna göre vekalet ücretine bilirkişi raporu üzerinden vermesi gerektiğini talep etsek nasıl bir sonuç alabiliriz.

Yine diğer taraftan bilirkişiye karşı beyanda bulunmaya süre vermemiş, tebliğden 3 gün sonraki ilk duruşmada da hemen karar vermiştir. En az 7 6100 göre ise 2 hafta süre verilmesi zorunlu iken vermemiştir. Eksik harcın tamamlanmasının talep edilememesinde davalı vekilinin bir sorumluluğu yoktur, bu defa davalı lehine karar verileceğinden vekalet ücretinin esas değer üzerinden hesaplanmasını talep etsek nasıl olur?
Bir şekilde bu vekalet ücretini nasıl alabiliriz acaba