Mesajı Okuyun
Old 20-10-2007, 14:36   #6
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

C.) İşlemlerin durması
aa) Yönetim işlerinin durması
Defter tutma işlemi esnasında, terekeyi tüm değişimlerden korumak gereklidir. Bu sebeple, ancak zorunlu yönetim işleri yapılabilir.( TMK m.624/1 ) Yasa, hangi işlerin zorunlu yönetim işleri olduğunu belirtmemiştir. Öğreti ve uygulamaya bakıldığında, bu işler, genel olarak miras işlerinin idaresi için gerekli veya tereke açısından faydalı olan, yapılmaması halinde tereke mevcudunu azaltacak, gelecekteki takibini zorlaştıracak, tehlikeye düşürecek işlemlerdir.

Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük ise bu işleri, “yapılmaması terekenin zararına sebep olacak acele tamirat, ekilenleri çapalamak, olgunlaşmış ürünü toplamak ve muhafaza etmek, muhafazası halinde değerinde azalma meydana gelecek malları satmak gibi ” şeklinde tarif etmektedir. ( m.43 )

Madde de belirtilen sayım sınırlayıcı değildir. Hangi işlerin yapılabilir olduğu konusunda tereddüt halinde, tereke hakimine müracaat edilerek, yetki talep edilmesi ve yetki çerçevesinde işlem yapılması uygun olacaktır.

Hakimin iznine göre işlem yapan mirasçı, bu eylemi ile mirasbırakanın terekesine sahip çıkmış sayılmaz. Çünkü onu hakim, görevlendirmiştir. Verilen görev sınırını aşarak Medeni Kanun 550. maddesinde ( belirtilen madde, 743 sayılı Medeni Kanuna ait olup, Türk Medeni Kanunu m.610 anlaşılmalıdır. ) yazılı işlemleri yapsa bile, red hakkını yitirmez. ( Miras Hukuku – Esat Şener, Cilt 1, Olgaç Matbaası, sayfa 722 )

İflas masasına ölenin alacağının kaydettirilmesi, ticarethanenin veya fabrikanın işletilmesi, hayvanların beslenmesi, ( İnan Türk Medeni Hukuku Miras Hukuku – Prof.Dr.Ali Naim İnan , Prof.Dr.Şeref Ertaş, Yrd Doç.Dr.Hakan Albaş, 6.Bası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2006 sayfa 515 ) zirai işletmelerde yeni yıl mahsulünden mahrum kalınmaması için gerekli ekim hazırlıkları, kirada olan gayrimenkullerin kira bedellerinin tahsili yanında yeniden kiraya verilmesi ( Uygulamada Miras ve Tereke Hukuku – Hakim Ahmet Ertuğrul Bolak, Eğitim Yayınları, İstanbul, 1980 Baskı sayfa 1123-1124 ) zorunlu yönetim işlerine örnektir.

TMK m.624/2 hükmü, “Mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi kendisine bırakılan mirasçıdan, diğer mirasçıların güvence göstermesini isteyebileceğini” düzenlemektedir. Maddede, her ne kadar mirasçılardan birinin idareci tayin edilmesi düzenlenmekteyse de üçüncü bir şahsın da idareci tayin edilmesi mümkündür. (İnan Türk Medeni Hukuku Miras Hukuku – Prof.Dr.Ali Naim İnan , Prof.Dr.Şeref Ertaş, Yrd Doç.Dr.Hakan Albaş, 6.Bası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2006 sayfa 515 ) Gerçekten, bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse, vesayet makamı, yönetimi kimseye at olmayan bu mallar için gereken önlemleri alarak, bir yönetim kayyımı atama yetkisine sahiptir. ( TMK m.427/3 )

Kişisel görüşüm, mirasçılar arasında içlerinden birisinin atanması hususunda fikir birliği varsa yönetici mirasçılardan atanmalı, ancak yönetici konusunda ihtilaf varsa veya yönetici olarak atanacak mirasçı, sözkonusu işi yapabilecek durumda değilse bir yönetim kayyımı atanmalıdır. Özellikle, terekede bir ticari işletme varsa, yönetim mirasçı bile olsa ehil olmayan kişiye bırakılmamalıdır.

Yönetim işi kendisine bırakılan mirasçının, TMK m.466 uyarınca, iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle sorumlu olduğu, kabul gören bir husustur. Mirasçının bu sorumluluğunun teminatı olmak üzere, diğer mirasçıların kendisinden güvence isteyebilecekleri de düzenlenmiştir. ( TMK m.624/2 )

Mülga 5100 sayılı, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzüğün 47 inci maddesine göre, hakim tarafından idari tasarrufta bulunmasına izin verilen mirasçıdan teminat istenmesine gerek olmadığı düzenlenmişken, yürürlükteki Tüzükte bu hükme yer verilmemiştir. Eski düzenleme, şekil itibarıyla yasayla çeliştiğinden eleştirilmişse de, özü itibarıyla daha doğrudur.

Diğer mirasçıların ve özellikle hakimin denetimi altında bulunan yöneticiden, hakimin izin verdiği işler dolayısıyla teminat istenmesi yerinde değildir. Teminat verebilecek hiçbir mirasçı olmadığı takdirde, zorunlu işler yapılamayacak mıdır ? Gerek yönetici tayini, gerekse güvence verilmesi hakimin takdirine bırakılmalı, hakim olayın özelliğine göre karar verebilmelidir.

Nelerin güvence teşkil edeceği ise HUMK m.96 da düzenlenmiştir.

bb) Dava ve takiplerin durması

Defter tutulması devam ederken, terekenin borçları ile ilgili tereke veya mirasçılar aleyhine icra takibi yapılamaz. ( TMK m.625/1 ) Acele olan işler hariç, tereke aleyhine açılmış davalara devam edilemez. Tereke aleyhine yeni dava da açılamaz. ( TMK m.625/3 )

Daha önce de belirtildiği gibi, menkul veya gayrimenkul bir malın tereke malı olup olmadığına ilişkin iddialar, defter içeriğine ve tereke varlığına etkili bulunduğundan, üçüncü şahısların istihkak iddiaları ve tereke yararına açılacak davalar ise acele işlerdendir.

Tereke aleyhine takipler durup, yeni takip yapılamazken tereke alacakları için bu kural uygulanmaz. ( Miras Hukuku – Esat Şener, Cilt 1, Olgaç Matbaası, sayfa 723 ) Tereke alacakları için dava açılıp, icra takibi yapılabilir.

cc) Zamanaşımının durması

Defter tutulması devam ederken, tereke lehine ve aleyhine olan alacaklarda zamanaşımı işlemez, durur. ( TMK m.625/2 ) ( Miras Hukuku – Esat Şener, Cilt 1, Olgaç Matbaası, sayfa 723, İnan Türk Medeni Hukuku Miras Hukuku – Prof.Dr.Ali Naim İnan , Prof.Dr.Şeref Ertaş, Yrd Doç.Dr.Hakan Albaş, 6.Bası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2006 sayfa 516 )

Zamanaşımının işlemeyeceğine ilişkin kural, Borçlar Kanunu madde 132 hükmüne benzeyen özel bir durma halini düzenlemektedir. ( Miras Hukuku – Esat Şener, Cilt 1, Olgaç Matbaası, sayfa 723 )

Hak düşürücü süreler ise TMK m.625/2 kapsamında değildir.

4.) DEFTER TUTMANIN SONA ERMESİ

İlanda belirtilen sürenin dolmasıyla defterin tutulması sona erdirilir, bu tarihten sonra deftere bir şey geçirilemez. ( TMK m.623/1 )

Defter mümkün olan en kısa zamanda hazırlanır, her sayfası mühürlenerek, hakim ve bu işle görevlendirilen katip/defter tutma memuru tarafından imzalanır. ( Tüzük m.44/2 )

Defter bu tarihten başlayarak, hakim tarafından belirlenecek en az bir aylık süre içinde ilgililerce incelenebilir. ( TMK m.623/1 )

İnceleme süresi içinde, terekenin aktif ve pasifine itiraz sözkonusu olursa, ne yapılacağı gerek doktrinde, gerekse yargıtay uygulamasında cevap bulamamış bir sorudur.

Hatırlanacağı gibi ilan metninde, mirasbırakanın kefalet sebebiyle alacaklı ve borçlu olanları da dahil bütün alacaklıları ve borçlularının, gösterilen süre içinde varsa belgeleriyle birlikte alacak ve borçlarını bildirmeleri gerektiği ilan olunmaktadır. Alacaklıların, alacak iddiaları belgeye dayalı değilse ve bilhassa mirasçılar, bu alacak iddiasını kabul etmiyorsa, soyut alacak iddiası, bağlayıcı mı olacaktır ? Mirasçılar, gerek inceleme süresi içinde, gerekse sonunda soyut alacak iddialarına itiraz edebilmelidir.

Ancak, hakim alacağın esası hakkında değerlendirme yapamaz. İhtilafların halli, tereke hakiminin görevi dışında kalmaktadır. Bu durumda, itiraza konu alacak ve borçların, ihtilaflı tereke aktif ve pasifi olarak değerlendirilmesi, deftere bu kapsamda alınması uygun olacaktır.

Öte yandan, tereke aktifi borcu karşılamıyorsa, mirasçılar itiraz etmese dahi hakim dayanaksız alacak iddialarının kesin olarak deftere alınmasını kabul edemiyecektir. ( Uygulamada Miras ve Tereke Hukuku – Hakim Ahmet Ertuğrul Bolak, Eğitim Yayınları, İstanbul, 1980 Baskı sayfa 1120 )

5.) BEYANA ÇAĞRI VE BEYAN