Mesajı Okuyun
Old 30-04-2007, 21:24   #5
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

HD 13 Esas : 1974/001288 Karar: 1974/001290 Tarih: 25.05.1974
* AVUKATLIK ÜCRETİ

Taraflar arasında yapılan, Avukatlık Yasasının 163 ve 164. maddeleri uyarınca geçerli taahhüdnamede, vekalet ücretinin tahakkuku davanın kazanılması şartına bağlanmıştır. Davalı savunmasında kararın kesinleşmediğini, Yargıtay´ca bozulduğunu iddia etmiştir. Mahkemece iş Mahkemesi dosyası getirtilip kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmak, gerektiğinde bu bir bekletici sorun olarak kabul edilerek davanın sonucu beklenmelidir.
(1136 s. AK. m. 163, 164)
Taraflar arasındaki vekalet ücretinden alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerden dolayı 1260 liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi hakkındaki hükmün süresi içinde davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu.
Dava haksız azil nedeniyle ödenmeyen vekalet ücretinin alınması isteğine ilişkindir.
Davacı, davalının vekili olarak Ankara iş Mahkemesinde 6.300 lira ikramiyenin alınması için dava açarak takip etmiş ve 30.6.1972 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karşı tarafın temyizi nedeniyle dosya Yargıtayda iken davalı davacıyı neden göstermeksizin azletmiştir. Azlin haksız olduğunda uyuşmazlık yoktur.
Davada, biri davalının taahhütname uyarınca ödemeyi kabul ettiği vekalet ücreti diğeri mahkemece karşı tarafa yargılama gideri olarak yükletilen vekalet ücreti olmak üzere iki bölüm halinde vekalet ücreti isteği var olup bunların gerçekleşme koşulları değişik bulunduğundan ayrı ayrı incelenmeleri gerekir.
l - Taraflar Avukatlık Kanununun 163 ve 164. maddeleri hükmünce geçerli bulunan 17.2.1972 tarihli taahhütnameye dayandıklarına göre, davacının istediği birinci bölüm vekalet ücreti uyuşmazlığının bu belge uyarınca çözümlenmesi gerekir.
Taahhütnamede ücretin tahakkuku davanın kazanılması şartına bağlanmıştır. Davalı savunmasında kararın kesinleşmediğini, hatta Yargıtay 9. Hukuk Dairesince bozulduğunu iddia etmiş olmasına rağmen mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Az yukarıda da belirtildiği gibi davacı avukatı ancak davanın kazanılması halinde ücret isteyebilecektir.
O halde mahkemece, İş Mahkemesi dosyası getirtilerek kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmak, gerektiğinde bunun bir bekletici sorun olduğu kabul edilerek davanın sonucu beklenmek, ikramiyenin kısmen veya tamamen alınmasına karar verilmesi halinde taahhütnamede belirtilen oranda vekalet ücretine hükmedilmek aksi takdirde dava reddedilmek gerekirken, bu yönler araştırılmadan davanın kabul edilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Davacının istediği ikinci bölüm vekalet ücreti alacağı mahkemece karşı tarafa yargılama gideri olarak yükletilen vekalet ücretidir. Avukatlık Kanununun 164. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti avukata aittir. HUMK.nun 417. maddesinde de belirtildiği gibi bir davada taraflardan birine vekalet ücreti yükletilebilmesi ancak aleyhine hüküm verilmesi şartına bağlıdır. Davanın henüz sonuçlanmadığı ve hatta Yargıtayca aleyhe bozulduğu davalı tarafından savunulduğuna göre bu savunmanın incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmemiş olması dahi usul ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde iadesine 25.5.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.