Mesajı Okuyun
Old 08-08-2006, 22:27   #13
mslmklvz

 
Varsayılan

Hakimlerin ve savcıların avukatlara karşı önyargılı tutumlarını eleştiriyorsak bizlerinde onlara karşı önyargılı olmaması gerekir.Birçok avukat meslektaşımız hakimlerin kendilerine söylediği bir çok şeyden bence gereksiz yere alınganlık gösteriyolar.Elbetteki avukatlar mesleki onurlarını koruyacaklar ve kendilerine yapılan haksızlıklara karşı seslerini yükselteceklerdir.Zira biz kendi hakkımızı koruyamasak müvekkillerimizin hakkını nasıl koruyacağız?Ancak bunu yaparken de bence gereksiz sürtüşmelerden uzak durmak ve her şeyden alınganlık göstermemek gerekiyor.

Sevgili Elif Hanımın yaşadığı olaya gelince ,
HMUK Madde 67 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/12 md.)
Vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme, verecegi kesin bir süre içinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır. Bu durumda vekil, oturum harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahküm edilir.
Bunları kötü niyetle yapan vekil aleyhine ceza takibi yapılmak ve disiplin cezası uygulanmak üzere Cumhuriyet Savcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına yazı gönderilir.
Her ne kadar burada bahsedilen vekalet müvekkilin vekile verdiği vekalet de olsa vekilin bir başka avukata verdiği yetki belgelerinde de uygulanabilecek bir madde. Vekil olduğunuzu beyan ettiniz ama aslında vekil değilsiniz .Veya yetki belgem var dediniz sonra ibraz etmediniz.Mahkemede sizin vekil olduğunuza inanarak bir çok usuli işlem yapmış yapmış olabilir.Daha sonra vekil olmadığınız anlaşıldığında sanırım bunun yaptırımı olarak 67/2 düzenlenmiş.Tabi burada kötüniyet de bir şart olarak aranmış.
Sözkonusu olayda demek ki hakimin ‘’davacı vekilinin yetki belgesini ibraz etmesi için 10 gün kesin süre verilmesine, aksi halde hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağına’ şeklindeki kararında hakim açısından bir art niyet aramak gereksiz olduğu gibi bence hakimin avukatı tehdit etmesi olarak da algılamamak gerekir.Zira HMUK 67 bunu düzenlemiş.Eğer tartışılacaksa bu maddenın yerinde olup olmadığı tartışılabilir.
Sonuç olarak bu olayda ben meslek onurunu zedeleyeci bir durum göremediğim gibi en mantıklı çözümün yetki belgesini kesin süre içersinde vermek olduğunu düşünüyorum.Elif hanım da sanırım bu yolu seçmiştir. SAYGILAR.