Mesajı Okuyun
Old 27-01-2003, 23:59   #1
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Anayasa Mahkemesi Sanki İlk Defa Yapıyor

Sayın Hukukçular,

Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Pulur'un yazısını aşağıda bilgilerinize sunuyorum.

Saygılarımla

.................................................. ......................................
Anayasa Mahkemesi sanki ilk defa yapıyor...

KIYAMET kopuyor, neymiş, Anayasa Mahkemesi, Tayyip Erdoğan hakkındaki kararı geç açıklamış, eğer zamanında açıklasaymış, Erdoğan seçime genel başkan olarak katılamazmış...
Hele bir de Tayyip Erdoğan’ı suçlayanlar var ki, komik mi komik!
Eğer zamanında genel başkanlıktan ayrılsaymış, bunlar olmazmış!!!
Ne oluyor, bu patırtı, gürültü niye?
Sanki Anayasa Mahkemesi ilk defa bir kararını açıklamakta bu kadar gecikiyor.
Acaba öyle mi?
* * *
YIL 1991, iktidarda DYP - SHP ortaklığı var, Adalet bakanı SHP’lidir ve müsteşarıyla başı hoş değildir. Çünkü müsteşar, Cumhurbaşkanı Özal’ın adamı diye bilinmektedir.
Bakan, müsteşarı görevden alacak ama, kararın, Çankaya’dan da döneceği bellidir.
Ne yapılır?
O tarihte "by pass" denilen kanun çıkarılır, yani müsteşarı görevden almak için, Cumhurbaşkanı devre dışı bırakılır.
* * *
ANAP, "by pass" kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne gider, yüksek mahkeme 24. 4. 1993 gün ve 39/19 sayılı kararla, yasanın Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verir ve iptal eder.
* * *
LAKİN bu karar, iki buçuk yıl sonra yayımlanır?
Peki, niye?
SHP’li bakanın atadığı müsteşar, bir iktidar değişikliğinde görevden alınmasın, diye.
Ola ki, yeni iktidarın Adalet bakanı, SHP’li bakanın çok güvendiği müsteşarı aynı yöntemle aynı yasayla "by pass" ederek görevden aldı, hemen kanunu iptal eden karar yayımlanacaktır.
Öyle de olur!
* * *
ÇİLLER hükümeti kurulup, Adalet Bakanlığı müsteşarı görevden alınınca "by pass" kanununu iptal eden karar hemen yayımlanır, iki buçuk yıl sonra, 17 Ekim 1995.
* * *
DİYECEKSİNİZ ki kim diyor bunları?
Biz demiyoruz, Yargıtay Onursal üyesi Çetin Aşçıoğlu söylüyor. (X)
Bunları söylemekle kalmıyor, olay hakkındaki görüşünü de açıklıyor:
"Böyle bir eylem ve işlem başka bir yargıç tarafından gerçekleştirilmiş olsa yani bir karar iki buçuk yıl yazılmasa; yargıç, en azından TCK’nın 230. maddesinde yer alan görevi savsama - ihmal suçunu işleyen kişi durumunda yargılanır; mahkum olur ve büyük bir olasılıkla görevine son verilir.
Oysa kararı yazmayıp bekleten Anayasa Mahkemesi üyesi daha ağır bir suç olan TCK’nın 240. maddesinde yazılı görevi kötüye kullanma suçunu işleyen kişi durumundadır; kararda imzası bulunan üyelerin durumu ayrıca tartışılabilir. Ancak böylesine açık sayılabilecek bir eylem karşısında yasalar Anayasa Mahkemesi üyeleri için işlemez."
* * *
SAYIN Aşçıoğlu’nun bu değerlendirmesi yanında bir tespiti daha var ki!
ANAP ve SHP dönemlerinde Adalet Bakanlığı müsteşarları politik tercih ve husumet nedeniyle görevden alınmışlardır. Ama onların da, politik tercihlerle müsteşar olup, görev yaptıkları, göz ardı edilemez.
* * *
"12 Mart" döneminde yazdığımız bir yazının başlığını hatırlıyoruz:
"Çirkin politikacı
İşte marifetin"
Çirkin politikacının burnunu soktuğu, hangi işten ve yerden hayır gelir ki?
—————
(X) Doğru ve Güvenli Yargılama Hakkımız Var.