Mesajı Okuyun
Old 27-09-2008, 09:18   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1987/2-315
Karar: 1987/758
Karar Tarihi: 23.10.1987

ÖZET: Taraflardan birinin kimliğinin uyuşmazlık konusu olması halinde gerçek hüviyetinin tespiti için taraf isticvap olunabilir. Olayda davacının sıfatı hususunda uyuşmazlık çıktığına göre mahkemece bu anlaşmazlığın çözümü amacıyla isticvap edilmek üzere davacının çağrılması ve gönderilecek davetiyede duruşmada hazır bulunmazsa davalı tarafın iddiasını kabul etmiş sayılacağına dair şerh verilmesi, davacı davete uyarsa kimse taraflardan delil istenmesi ve gösterdikleri takdirde araştırılıp incelenmesi bütün deliller birlikte tartışılıp neticesine göre hüküm olunması şayet davacı davete uymazsa, davalı tarafın savunması gerçekleşmiş sayılarak davanın red edilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmemiş olması Usul ve Kanuna aykırıdır.

(743 S. K. m. 31, 43) (1086 S. K. m. 230, 234)

Dava: Taraflar arasındaki "gaiplik kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 13.12.1984 gün ve 1983/743 E., 1984/612 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28.11.1985 gün ve 1985/8972 - 9968 sayılı ilamı:

(... Taraflar davacı Afrotiti'nin kişiliği hususunda uyuşmazlık içindedirler. Diğer bir anlatımla gaiplik kararının iptalini isteyen kişinin işbu davada vekille temsil olunan kişi olup olmadığı hususunda ihtilafa düşmüşlerdir. Davalı taraf Atina da oturduğu beyan olunan kimsenin gerçekte gaipliğine karar verilmesi bulunan afrotiti olmadığını savunmaktadır.

Hakim gerek davanın niteliği gerekse tarafların sıfatı konusunda aydınlanmak üzere davanın her safhasında tarafları istek üzerine veya resen doğrudan doğruya) çağırıp bilgilerine başvurabilir (HUMK. 230). Hakimin davanın her safhasında tarafları davet ederek, davacı ve davalının savunmasının açığa çıkmasına çalışmak yetkisi vardır. (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulu, 1974, 3. baskı sh. 354, dipnot 42). Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 25.1.1971 günlü ve 2989 - 3050 sayılı kararında cezai sorumluluk konusu açıklanırken ifade edildiği gibi "... Hakim huzuruna gelen tarafın hüviyetini titizlikle tespit etmelidir..." (Kuru a.g.e, sh.354, dipnot 43).

Taraflardan birinin kimliğinin uyuşmazlık konusu olması halinde gerçek hüviyetinin tespiti için taraf isticvap olunabilir. Olayda davacının sıfatı hususunda uyuşmazlık çıktığına göre mahkemece bu anlaşmazlığın çözümü amacıyla isticvap edilmek üzere davacının çağrılması ve gönderilecek davetiyede duruşmada hazır bulunmazsa davalı tarafın iddiasını kabul etmiş sayılacağına dair şerh verilmesi (HUMK 234), davacı davete uyarsa kimse taraflardan delil istenmesi ve gösterdikleri takdirde araştırılıp incelenmesi bütün deliller birlikte tartışılıp neticesine göre hüküm olunması şayet davacı davete uymazsa, davalı tarafın savunması gerçekleşmiş sayılarak davanın red edilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmemiş olması Usul ve Kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile direnme kararın özel daire bozma karaarında gösterilen nedenlerden dolayı 23.10.1987 gününde BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.