Mesajı Okuyun
Old 17-04-2019, 10:13   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/31991
K. 2018/3663
T. 15.2.2018
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirterek davacının, işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir kısım alacağının ödenmediğini ileri sürerek; ilave tediye, kıdemli işçiliği teşvik primi, kıdem zammı farkı, bayram yardımı, öğrenim yardımı ve yakacak yardımına dair belirsiz alacaklarının tespiti ile şimdilik 2.200,00 TL belirsiz alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, davacıya toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önce toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdikten sonra hak ettiği tüm işçilik alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizce sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve usulden reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-)Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtay'ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK17.012007gün 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).

Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 Sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay'ca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.

6100 Sayılı Kanun'un 176. maddesinin birinci fıkrasına göre “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.”

Bilindiği üzere, ıslah, taraflardan birinin usule dair bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine imkan tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur.

Öğretide ise ıslah, yukarıdaki tanıma benzer, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesi olarak tanımlanmıştır (KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, s. 3965; ALANGOYA/YILDIRIM/DEREN YILDIRIM, Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 2009, s. 266; PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2009, s.361; ÜSTÜNDAĞ, Medeni Yargılama Hukuku, Cilt: I-II, İstanbul 1997, s.549; BİLGEN, Mahmut, Hukuk Yargılamasında Islah, Ankara 2010, s.1'de aktarılan tanımlar ve yazarlar; YILMAZ, Ejder, Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Ankara 2010, s.49-50'de aktarılan tanımlar ve yazarlar).

6100 Sayılı Kanun'un 180. maddesine göre de, davanın tamamen ıslahı durumunda, yeni bir dava dilekçesi verilmesi gerekmektedir.

Somut olayda, dava her ne kadar belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de, davanın tamamen ıslahı suretiyle yeni bir dava dilekçesi verilerek dava türü tam eda davası olarak değiştirilmiştir. Dairemizce bu husus gözden kaçırılarak maddi hataya dayalı olarak davanın usulden reddi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuşsa da yukarda açıklandığı üzere maddi hataya dayalı bozmaya uyulması taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bu itibarla, mahkemece faiz başlangıç tarihi ve zamanaşımı başlangıç tarihleri yönünden tam ıslah tarihi dikkate alınmak sureti ile işin esasına girilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.