Mesajı Okuyun
Old 27-04-2007, 10:41   #6
GÜLİZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/6454
Karar : 2004/3791
Tarih : 07.07.2004

ÖZET : HUMK.nun yetki hükümleri, ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır(İİK.m.50/1). Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. (HUMK.m.9) Bunun dışında sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir. (HUMK.m.10) Ayrıca taraflar, bir yetki sözleşmesi ile yetkili olmayan bir icra dairesini de belirli bir icra takibi için yetkili kılabilirler.

(2004 sayılı İİK. m. 50/1) (1086 sayılı HUMK. m. 9, 10, 22)

KARAR METNİ :
Yukarıda gün ve numarası yazılı hükmün temyizen incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili istemiyle davalı borçlu hakkında Devrek İcra Müdürlüğü´nün 2003/7 s. dosyası ile icra takibine geçmiş, davalı borçlu icra dairesine verdiği dilekçesinde Devrek İcra Müdürlüğü´nün yetkisinin bulunmadığını, yetkili icra dairesinin Çaycuma İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, aynı zamanda borcun esasına da itiraz etmiş, davacı alacaklı Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesinde eldeki davayı açarak itirazın iptal edilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece işin esası incelenerek dava kısmen kabul edilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay´ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın tetkiki gerekir (Yrg.H.G.K. 20.3.2002 günlü 2001/13-241 esas, 208 karar s. kararı). Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Kaldı ki itirazın iptali davasını tetkik görevi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın tetkiki sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığını belirleyecektir. Sair yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O durumda mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki davada öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır.

HUMK.nun yetki hükümleri(HUMK.m.9-27), ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır(İİK.m.50/1). Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir (HUMK.m.9). Bunun dışında sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir(HUMK.m.10). Ayrıca taraflar, bir yetki sözleşmesi ile yetkili olmayan bir icra dairesini de belirli bir icra takibi için yetkili kılabilirler (HUMK.m.22).

Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının Çaycuma olduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı tarafından düzenlenen fatura, takip talepnamesi, dava dilekçesi gibi belgelerde davalı borçlunun ikametgah adresi Çaycuma olarak gösterilmiş, borçlunun ikametgahının bu yer olduğu davacı alacaklı tarafından da kabullenilmiştir. Sözleşme konusu elektrik tesis işlerinin yapıldığı bina Çaycuma ilçesine bağlı Saltukova beldesinde bulunduğundan akdin ifa yeri de Çaycuma´dır. Bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu ve akdin ifa edildiği Çaycuma İcra Müdürlüğü´dür. Taraflar arasında Devrek İcra Müdürlüğünü yetkili kıldıklarına dair yazılı olarak yapılmış bir yetki anlaşması da bulunmadığından davalı borçlunun Devrek İcra Müdürlüğü´nün yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin Çaycuma İcra Müdürlüğü olduğuna dair icra dairesine yapmış olduğu itirazı usul ve kanuna uygundur. O durumda mahkemece, Devrek İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler gözardı edilerek icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmeden ortada geçerli bir takip varmışçasına işin esasının incelenerek yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istem halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 7.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.