Mesajı Okuyun
Old 19-08-2012, 20:23   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi; "aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutunu devredemeyeceğini veya konut üzerindeki hakları sınırlayamayacağını" düzenlemiştir.

İpotek tesisi de taşınmazı sınırlayan veya yükümlendiren bir işlemdir.Eşin rızası gerekir.

Taşınmazın tapu kaydında, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilmiş olan alacaklı iyiniyetli ise bu kazanımının korunacağında kuşku yoktur ( TMK. md. 1023 ).

Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz ( TMK. md. 3 ).

Alacaklının ipotek tesisinden önce taşınmazın "mesken" niteliğinde olduğu, mal sahibi tarafından bu şekilde ve mefruş halde kullanıldığını biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen alacaklının iyiniyet iddiası haklı değildir.

İyiniyetin ispat yükü alacaklınındır.

Alacaklı iyiniyeti ispatlamaz ise , aile konutu üzerindeki hakların sınırlanması niteliğindeki ipotek tesisine ilişkin işlemin iptali ve sicildeki ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekir.

Konu ile ilgili aşağıdali adreste bulunan 31 nolu Yargıtay kararı olayınıza benzer niteliktedir.İncelemeniz yararınızadır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3290

Her aşamada bir avukattan hukuki destek almanızı öneriyoruz.