Mesajı Okuyun
Old 19-03-2010, 14:30   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 30.12.1983 T, Esas-Karar: 12960-13801: “ Dava, kiralananın fuzuli işgal sebebiyle tahliyesine ilişkindir. Mahkemece derdestlik nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Dava, önce 25.5.1983 tarihinde Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, adı geçen mahkemece 27.5.1983 tarihinde görev yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili aynı gün verdiği dilekçe ile dosyanın görevli Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesi ne gönderilmesini istemiştir. Davacı, görevsizlik kararı kesinleşmeden yani HUMK 193/3 maddesindeki on günlük başvurma süresi henüz işlemeye başlamadan önce de görevli mahkemeye başvurabilir. Bunu engelleyen yasal bir hüküm yoktur. Bu başvuru üzerine davalı, davanın görevsizlik kararı veren mahkemede derdest olduğunu ilk itiraz olarak ileri süremez. Çünkü burada görevli mahkemeye başvurmak yeni bir dava açmak değil, görevsiz mahkemede açılmış olan davaya görevli mahkemede devam edilmesini isteme niteliğindedir. Görevsizlik kararı kesinleştikten sonra bu talep üzerine davaya görevli mahkemede devam edilecektir. Açılmış ve görülmekte iki dava olmayınca derdest davadan da bahsedilemez. Mahkemece yapılacak iş, görevsizlik kararının kesinleşmesi için gerekli işlemi yaptırmak üzere davacı tarafa uygun süre vermek, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya devam etmekten ibarettir. Buna rağmen açılmış iki dava varmışçasına yazılı şekilde açılmamış sayılma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Prof. Dr Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sayfa 329)”

Ve yine Baki Hoca dan bir açıklama : Asliye Mahkemesinin görevsizlik kararı Yargıtayca bozulur ve Asliye Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilirse, o zaman Sulh Mahkemesi , davacının süresinden önce yapmış olduğu talebi reddeder(ve esas defterine kaydetmiş olduğu dava dosyasını Asliye Hukuk Mahkemesine geri gönderir). Fakat bu ret kararı bir görevsizlik kararı niteliğinde değildir; çünkü Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış ikinci bir dava yoktur. (Prof. Dr Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sayfa 332)”

Saygılarımla...