Öncelikle fikirleriniz icin tesekkürler. Dikkat ederseniz yazimda 14 günlük cayma süresinin Alman Medeni Kanunu`nda oldugunu söyledim. TKHK`nin madde 8 ve 9`da sadece 7 günlük bir cayma süresi öngördügünü biliiyorum. Kanun metni acik olduguna tabiiki katiliyorum. Yalniz ayni veya benzer durum ile karsi karsiya gelen tüketici bu durumda neden korunmasin sorusu mutlaka tartisilmalidir.

Farzedinki siz orada bir kültür turuna katiliyorsunuz. Üc günlük turdan sonra, ziyaret amacli dönüste Denizli`de bir hali imalat merkezine götürüyorlar sizi. Sizin de kafanizda hic hali almak diye birsey yok. Oradaki profesyonel ortam, satis psikolojisi derken... hic beklenmedik bir halde, hadi bende hali alayim deyip, sadece bir hali icin 30.000,- €`luk bir mukaveleye imza atiyorsunuz !!! Direk evinizin kapisi önünde veya sokakta gezerken satisda oldugu gibi "süpriz effekt" burda da yokmu? En azindan kapi önü kadar beklenmedik bir süpriz durumu sözkonusu degilmi?

Kanun koyuculari sizin söylediginiz gibi, tüketiciye görmedigi mali satin alarak, mal eline gectikden sonra, mali detayli kontrol edip vs., 7 gün icinde cayma imkani taniyor. Bence bunun yanisira kanunun arkasindaki asil nedenler, tüketiciyi "sürpriz satislardan" korumak. Adi üzerinde "kapidan satis". Kanunun zaten asil gelis yeri de bu. Eskiden birden birileri zilinizi calip, kapi önünde size, süpürge makinasi vb. aletler satiyordu. Adamlar profesyonel ikna edici satis argümanlari ile, tüketicileri (özellikle de yasli insanlari) cok kolay bir sekilde ikna ediyorlardi. Ve tüketici bu sözlesmeye bagli kalmak zorunda kaliyordu.

Simdi asil beni ilgilendiren, Yargitay bu konu ile bugüne kadar ilgilenmedimi? Duydugum kadariyla "turistlere tur kapsaminda satis" olaylarini da TKHK (madde 8) cercevesinde degerlendirmis? Varmi herhangi bir yargitay veya alt mahkeme karari taniyan?

Yoksa, önceden belirttigim gibi, 30.000,00 €`luk tek halida, Borclar Kanunu madde 21`e göre, mukavelenin gecersiz olduguna kesin gözüyle bakiyorum.