Mesajı Okuyun
Old 09-06-2010, 12:55   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dekortiko
Bu konu pek dikkat çekmemiş sanırım. Ya da hiç bir meslektaşımızda bu konu ile ilgili içtihat bulunmamakta!!!


Alıntı:
Yazan Dekortiko


Aynı sözleşme içersinde iki ayrı vadede iki farklı edim söz konusu.
Vadenin ilki geçmiş. Dolayısıyla birinci kısım için cezai şart talebinde bulunacağız.
Sözleşmenin ikinci kısmına dair edimin yerine getirilip getirilmeyeceği belli olmadığından ve vadesi de gelmediğinden akdi tamamen feshetmeden, sadece birinci kısma dair cezai şartı talep edebileceğim hususunda Yargıtay Kararı arıyorum.
İlgilenen arkadaşlara teşekkür ederim.

Sayın Hades yeterli cevabı vermiş zaten sayın meslektaşım.

Aksine bir hüküm yoksa cezai şart talep edebilmeniz için zaten sözleşmeyi feshetmemiş olmanız gerekiyor.

-anlatımınıza göre- Cezai şartın doğmasına neden olan husus olayınızda borcun belirli bir zamanda yerine getirilmemesine bağlı olduğundan BK.158/2 hükmü uygulanacak ve siz hem akdin icrasını (ifayı) hem de cezai şartı birlikte talep edebileceksiniz. (Yeter ki edimi çekincesiz almayın)

Bu itibarla sözleşmeyi feshetmeniz için sebep yok zaten.

----

Karar da istediğiniz için ekliyorum.
----

Alıntı:

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 1997/6080

K. 1997/8144

T. 16.10.1997

• TAZMİNAT DAVASI ( İfaya Eklenen Bir Cezai Şartın Varlığı Durumunda Hem İfaya ve Hem de Cezai Şarta Hükmedilmesi )

• İFAYA EKLENEN CEZAİ ŞART ( Hem İfaya ve Hem de Cezai Şarta Hükmedilmesi )

818/m.96,158


ÖZET : İfaya eklenen bir cezai şartın varlığı durumunda hem ifaya ve hem de cezai şarta hükmedilmelidir. Yalnızca ifaya hükümle yetinilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılanması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evraklar arasında yapılmasına karar verildikten sonra, karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalının protokol gereği ödemesi gereken 75.000.000 lira araba satımından payına düşen bedel ile 40.000.000 lira eşya bedeli ve protokolün 16. maddesinde belirtilen 200.000.000 lira cezai şartın dava tarihi itibariyle faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, 115.000.000 liranın kabulüne ödeme tarihinden yasal faiziyle tahsiline, cezai şarta ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
BK. 158 maddesi hükmü gereğince akdin muayyen zamanda icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise alacaklı hem akdin icrasını, hem meşrut cezanın ( kararlaştırılan cezanın ) tediyesini talep edebilir. Olayımızda taraflar arasında yapılan sözleşmede davalı tarafın edimlerini 15.8.1995 tarihine kadar yerine getirmemesi halinde, 200.000.000 lira ceza ödeneceği kararlaştırılmış bulunması nedeniyle hem sözleşmeyle kararlaştırılan akdin icrasını, hem cezanın tediyesini isteyebilir. Mahkemece Borçlar Kanunu'nun bu hükmü gözetilerek davacının cezai şart talep etme hakkı olduğu düşünülmeksizin, cezai şart isteğinin tümüyle reddi yasaya aykırıdır. Öte yandan mahkeme bu cezanın fahiş olup olmadığını BK. 161. maddesi gereğince tartışmak durumundadır. Bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle usûl ve yasaya aykın hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.