Mesajı Okuyun
Old 13-12-2018, 12:36   #1
Av. Talat

 
Varsayılan Limited Şirket, İş Kazası, Münferit Temsilci, İşveren Vekilliği, Tahsilat Sorunu, Vesaire Vesaire

Hukuk mu aciz yoksa ben mi beceriksizim anlamadım. Bilgisini ve tecrübesini paylaşacak olanlar için olayımı madde madde aktarıyorum. Sorum biraz uzun olabilir, okuyup katkı sunacak üstatlara da peşinen teşekkür ederim.

-> Nisan/2017'de yüksek katlı bir binanın inşaatında vuku bulan iş kazası sonucu ölüm meydana geliyor.
-> Müteveffanın işvereni olan ASLAN Limited Şirketi, aynı zamanda müteahhit şirket. (Şirket unvanı ve şahıs ismi hayalidir)
-> Kazadan sonra destekten yoksun kalanlar namına (Anne ve 2 Çocuk) işveren Aslan Ltd Şti'ye karşı açtığım maddi-manevi tazminat davası lehe sonuçlandı. Bilahare ilama istinaden ilamlı takip başlattım.
-> Müteahhit şirketin Münferit Temsilcisi olan, aynı zamanda hukuk ve mantık gereği İŞVEREN VEKİLİ olan Musa bey ile şantiye şefinin Asli Kusurla; iş güvenliği uzmanının da tali kusurla yargılandığı kamu davası devam etmekte.
-> İşveren şirket, tazminat kararını istinaf etmedi; karar kesinleşti. Başlattığım ilamlı takipte de herhangi bir malvarlığı tespit edilmedi. Yani ilamlı takip yoluyla tahsilat yapamadım.
-> Bu aşamada ''Binanın yapıldığı arsanın sahiplerine bir şekilde ulaşayım, varsa KKİS'yi inceleyeyim, müteahhit şirketin hak kazandığı daireleri tespit edeyim de onları haczedeyim'' düşüncesiyle arsa sahiplerini araştırırken öğrendim ki, Müteahhit firmanın TEK SAHİBİ, TEK HİSSEDARI, MÜNFERİT TEMSİLCİSİ olan MUSA BEY aynı zamanda binanın üzerine inşa edildiği arsanın da MÜSTAKİL MALİKİ imiş. Tapuya şerh verilmiş bir KKİS de bulunmuyor.
-> Son tahlilde ortaya şöyle bir manzara çıkıyor: Musa bey kendi müstakil mülkiyetinde yer alan arsa üzerine, yine kendi müstakil ve münferit yetkisinde bulunan limited şirket taahüdüyle bina inşa ediyor ama her nasılsa şirket hissesine bir parke taşı dahi düşmüyor. Kat irtifakı kurulmuş ama her nasılsa bütün daireler, binayı inşa eden ASLAN LTD ŞTİ değil de MUSA BEY'in mülkiyetine doğmuş.

-> Müteaahhit şirkete karşı yürüttüğüm ilamlı takipten sonuç alamayacağıma kani olunca kazada şahsi/asli kusuru bulunan İŞVEREN VEKİLİNE ve diğer kusurlulara karşı hamlede bulunmaya karar verdim ve müstakil bir dilekçe ile İHTİYATİ HACİZ talep ettim. Fakat mahkeme ihtiyati haciz talebimi reddetti. Oysa aşağıya aktardığım güncel yargıtay kararına göre redde hiçbir gerekçe yok.

Şu durumda ne yapacağımı şaşırmış durumdayım, hukuk bu kadar aciz olmamalı diye düşünüyorum. Araştırmalarım sonucu atmaya değer bulduğum adımları aşağıya sıralıyorum. Buraya kadar okuyan üstatlardan istirhamım, aklıma gelmeyen bir yol varsa göstermeleri; sıraladığım adımlar hakkında tecrübeleri varsa da paylaşmaları

1. Kazanın vukuunda şahsi/asli kusuru bulunan münferit temsilci/işveren vekili, şantiye şefi ve iş güvenliği uzmanına karşı ihtiyatî haciz talepli ayrı bir alacak davası açmak
2. Münferit Temsilci/İşveren Vekili'ne karşı, kendisi adına kayıtlı bulunan dairelerin Tapu İptallerini ve müteahhit firma adına Tescilini sağlamaya yönelik (İhtiyati haciz talepli) Tapu İptal Ve Tescil Davası açmak. Fakat ortada bir KKİS de bulunmadığı için müteaahit firmanın yaptığı bina karşılığında neye hak kazandığı nasıl tespit edilecek bilemiyorum.
3. Kazanın vukuunda şahsi/asli kusuru bulunan münferit temsilci/işveren vekili, şantiye şefi ve iş güvenliği uzmanına karşı ayrı ilamsız icra takibi. İtiraz geldiği takdirde İhtiyati Haciz Talepli İtirazın İptali Davası.
4. Tüzel Kişilik Perdesinin aralanmasına yönelik bir dava açarak, münferit temsilci/işveren vekilinin şahsi malvarlığına yönelmek
5. Halihazırda devam eden ilamlı takip ile ilgili atılabilecek sair adımlar.

Bilgi ve tecrübelerinizi istirham ediyorum.