utanılacak bişey yok. Dokuz eylül de dersleri ciddiye alan biri birinci sınıfın daha üçüncü ayında ikinci sınıfa geçmiş gibi olabilmekte. Sorun sadece sınavlarda. Aktif eğetim olmasa kim okadar içtihat okucaktı, daha ikinci ayda hukuki sorunu araştırmayı öğrenebilecekti. Tabi bunlar dersleri ciddiye alanlar için. İstanbul, marmara gibi düşünürseniz bu okulu, sadece sınavlarda gelmeye planlarsanız Aktif Eğitim başınıza yıkılır.

Bizim okulda sorun şu. PDÖ hocası kafasına göre olan çok kolay geçiyo hemde final yüzü görmeden. Hocaların taktiri çok büyük rol oynuyo ve her hoca bir değil. Okulda kıt notuyla ün yapmış bir hocamız bizim guruba verildi ve sınıfı geçmek için deveye hendek atlattım. Ben (pek çalışkan biri olmadığım sınıra yakın bir notla geçtiğim halde) ikiye geçtim ve borçlar hukuku, ceza hukuku ve miras hukuku hakkında birçok konuda tartışabilirim. İlk sene acemilikle kütüphanede el atmadığımız kitap kalmıyordu. Okulun ilk haftası 2003 de Sezer' in onaylamadığı KHK' nın hukuka uygunluğu tartıştırılıyodu ve hepimiz sudan çıkmış balık gibi nereye bakcağımızı bilmiyorduk saatlerce kütüphanede oku dur alakalı yada alakasız şeyleri. Bu sistemin üstüne sistem tanımıyorum. zamanla eksiklikleri görülecek, düzeltilecek ve doğru kişiler tarafından uygulanakcaktır ozaman daha yüksek başarılar elde edilecektir. Aktif derslerin sınavları test bakımından gayet yeterli. Final değil finaller olmalı ve vizelerle finaller YAZILI olmalı, çalışan-çalışmayan ayırt edilmeli. ÇALIŞAN SINIFTA KALMAMALI.

saygılar....