Merhaba

Müvekkil, Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması için örgüt kurma suçlaması ile eşi hakkında başlatılan bir soruşturma , suça katıldığından bahisle tutuklanmıştır. Tutuklandığı esnada 30 günlük bebeği olup, şu an halen annesi ile birlikte cezaevindedir.

Müvekkil yaklaşık 18 ay önce üniversite öğrencisiyken eşiyle tanışmış, onun peşinden hem okulunu hem yaşadığı şehir olan İstanbul'u terk etmiş, bu arada hamile kalmış, bebeğin doğumundan bir ay öncede eşi ile evlenmiştir. Bu arada eşini, okulu bıraktığını vs. ailesinden saklamış, son olarakda hamile olduğunu ailesinden saklayabilmek için okul bursu ile İngiltere'ye giitiğini söylemiştir.

Bu arada eşi suçu çok uzun zaman müvekkilden saklamış, eşine emlakçılık yaptığını söylemiştir. Ancak doğumdan kısa süre önce çeşitli şekillerde müvekkile baskı yaparak suça katılımı sağlamıştır. Müvekkil önce hamile, sonra bebek yüzünden eşini terk edememiş, ailesine pek çok yalan söylediği için ailesindende yardım isteyememiştir.

Müvekkilin suçluluğu veya suçsuzluğu bir yana;

• Tutuklamanın bir tedbir olması
• Adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının mümkün olması
• 30 günlük bir bebeğin acil sağlık, beslenme ve hijyen ihtiyaçlarnın ceza evi koşullarında sağlanmasının mümkün olamamsı gibi hususlar söz konusudur.

Bu konuda yaptığım AİHM kararları vs. araştırmalarda her hangi bir sonuç elde edemedim. Sadece AB parlementosunun "çocuklu kadının sadece şiddet suçları ve toplum açısından tehlike arzeden suçlar dışında hapis cezalarının alterntif cezalara çevrilmesi" gerekliliğine ilişkin tavsiye niteliğindeki bir kararını buldum.

Dosya çok kalın olup, çok elemanlı bir örgüt sözkonusu olduğundan iddianamenin hazırlanmasıda çok uzun sürecek gibi görünüyor. Müvekkilin tutukluluk halinin sona erdirilmesi için bilgi, belge, karar vs. yardımlarınızı bekliyorum.