Mesajı Okuyun
Old 09-07-2013, 22:03   #4
manolimato_06

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/8156

K. 2011/9793

T. 29.9.2011

• NİKAHSIZ YAŞAM DURUMUNDA ZİYNET EŞYALARININ İADESİ (Gayri Ahlaki Bir Amacı Sağlamak İçin Verilen Şeylerin Geri Alınmasının Mümkün Olmadığı - Nişanın Bozulmasında Hediyelerin İadesi İle İlgili Hükümlerin Burada Kıyasen Uygulanması Yoluna Gidilemeyeceği)

• BİRLİKTE YAŞAMA DURUMUNDA ZİYNET EŞYALARININ İADESİ (Kadına Verilen Eşyanın Mülkiyetinin Teslim Edilmekle Kadına Geçtiği - Nitelikçe Bağış Olup Elden Verilmekle Kadının Şahsi Malı Olacağı/Davanın Reddi Gerektiği)

• GAYRİ RESMİ EVLİLİK (Ziynet Eşyalarının İadesi Talebinin Reddi Gerektiği/Nişanın Bozulmasında Hediyelerin İadesi İle İlgili Hükümlerin Burada Kıyasen Uygulanamayacağı - Nikahsız ve Birlikte Yaşamanın Nişanlanma Mahiyetinde Olmadığı)

• ZİYNET EŞYALARININ İADESİ (Tarafların Nikahsız Birlikte Yaşadıkları/Gayri Ahlaki Bir Amacı Sağlamak İçin Verilen Şeylerin Geri Alınmasının Mümkün Olmadığı - Kadına Verilen Eşyanın Mülkiyetinin Teslim Edilmekle Kadına Geçtiği)

818/m.65

ÖZET : Dava, ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde nakten iadesi için açılan alacak ve manevi tazminat davasıdır. Tarafların nikahsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Davacının davalıya verdiği ziynet eşyaları meşru olmayan maksadın istihsali için verilmiştir. Gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen şeylerin geri alınması mümkün değildir. Nişanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur. Yine bir kadın ile bir erkek nikahsız da olsa bir araya gelirlerken gerek kadın ve gerekse erkek yahut bunların yakınları tarafından satın alınarak veya başka türlü sağlanarak kadına verilen eşyanın mülkiyeti teslim edilmekle ona geçer. Eşyanın bu şekilde verilmesi nitelikçe bağış olup elden verilmekle kadının şahsi malı olur. Davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı B.C. vekili tarafından, davalı N.Y. aleyhine 23/02/2009 gününde verilen dilekçe ile alacak ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, nişan bozulması gerekçesi ile açılan ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde nakten iadesi için açılan alacak ve manevi tazminat davasıdır. Yerel mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine, alacak yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı vekili davacı ile davalının 2008 yılı haziran ayı içerisinde evlenmek üzere sözleştiklerini, ve birlikte yaşamaya başladıklarını, taraflar birlikte yaşamaya başlamadan önce müvekkilinin mutlu bir yuva kuracağını düşünerek davalıya 9.025,00 TL değerinde ziynet eşyası hediye ettiğini, davalının, müvekkili ile birlikte kalmış olduğu ikametgahı terk ettiğini beyan ederek, ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; taraflar arasındaki ilişkinin gayri resmi evlilik olduğunu, toplumca tarafların evli olarak bilindiğini, her iki tarafın da nikahsız yaşamayı kabul ettiklerini, müvekkilinin tüm eşyalarını davacının evine taşıdığını, davacının müvekkilini kovduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından bazıları ve davalı tanıkları tarafların toplumda evli olarak bilindiklerini beyan etmişlerdir. Öte yandan dosya içerisinde yer alan 23/06/2008 tarihli Osmancık haber gazetesinde "Nilgün ve Barış çifti oğullarını sünnet ettirdi" şeklinde haber yapıldığı ve tarafların aile fotoğraflarının yayınlandığı görülmüştür. Yine tarafların bir müddet birlikte yaşadıkları tarafların kabulündedir.

Tüm bu hususlardan anlaşılacağı üzere taraflar arasında nişan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikahsız yaşamaları bu birleşmenin kanuni ve medeni evlenmeye tekaddüm eden bir nişanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği ziynet eşyalarının meşru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiş olduğunu kabul zarureti vardır. BK'nın 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen şeylerin geri alınması mümkün değildir. Nişanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur. Yine bir kadın ile bir erkek nikahsız da olsa bir araya gelirlerken gerek kadın ve gerekse erkek yahut bunların yakınları tarafından satın alınarak veya başka türlü sağlanarak kadına verilen eşyanın mülkiyeti teslim edilmekle ona geçer. Çünkü eşyanın bu şekilde verilmesi nitelikçe bağış olup elden verilmekle kadının şahsi malı olur. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.