Mesajı Okuyun
Old 21-10-2017, 10:12   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/7384
K. 2007/8804
T. 23.10.2007
• KAYIT DÜZELTME DAVASI ( Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı - Ayrıca DNA Testine Gerek Olmadığı )
• DNA TESTİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Teste Gerek Olmadığı )
• USUL EKONOMİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Ayrıca DNA Testi Yapılmayacağı )
• NÜFUS İDARESİ TEMSİLCİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
• KARAR BAŞLIĞI ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
5490/m.35
ÖZET : Kayıt düzeltme davasında; duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan bir kısmının nikahsız eşten dünyaya gelmiş olmalarına karşın babalarının nikahlı eşinden doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi,

Nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması yasaya aykırıdır.

DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde nüfus kaydında davacı çocukları olarak görünen davalılar Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek anneleri davalı Hatice T.. nüfusuna yazılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı Saniye 'un davalı Kemal ile resmen evli olmasına karşın Hatice adındaki kadınla birlikte yaşamasından dolayı Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı 'un dünyaya geldiğini, bu çocukların hepsinin nikahlı eşi Saniye tarafından dünyaya getirilmiş gibi nüfus kütüğüne kaydedildiğini, nüfusa yanlış yazılan anne adlarının düzeltilmesini, Saniye isminin iptali ile bu dört çocuğun annelerinin Hatice olarak nüfus kütüğüne kayıt ve tescilini istemiş, mahkemece davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek annelerinin davacı Saniye mi, yoksa Hatice mi olduğunun tıbben tespiti için DNA testi yapılması gerektiği, mahkemenin doğru sicil oluşturmakla görevli bulunduğu, davacı vekilinin DNA testi yapılması için mahkemeye yardımcı olmadığı ve Nüfus Müdürlüğünün de davalı gösterilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın Hatice adındaki kadından dünyaya gelmiş olmalarına karşın babaları Kemal'in nikahlı eşi olan Saniye dan doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri, gerçek annelerinin Saniye olmayıp Hatice olduğu, tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemelerin doğru sicil oluşturmak için gerçeği tüm yönleri ile araştırmaları ve elde ettikleri kanaate göre karar vermeleri kural olarak doğrudur. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinin son fıkrasına göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken ve dava da hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kanıtlanmışken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi, yukarıda değinilen Anayasa hükmüne uygun düşmemektedir.

Tüm bu hususlar dikkate alınarak kanıtlanmış bulunan davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi,

2- Nüfus Müdürlüğü davada taraf olarak gösterilmemiş olsa bile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-a madde ve bendi uyarınca kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak:KAZANCI)