Mesajı Okuyun
Old 22-02-2007, 12:03   #12
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu 'nca incelenerek direnme kararının süresinde tem¬yiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı yasa ile değişik 438/ll. fıkrası hükmü gereğince du¬ruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtla¬ra, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Ku¬rulu 'nca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bo¬zulmalıdır.
Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Talebi - Ölünceye Kadar Bakma Akdi ile Taşınmaz Temlikinde Muvazaa İddiası - Muvazaa İddiası¬nın Değerlendirilmesi - Gerçek Niyetin Tespiti
Ölünceye kadar bakma akdi ile taşınmaz temlikinin muvazaa ile illetli 01¬duğu herzaman ileri sürülebilir. Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen bütün mirasçılar muvazaa nedeııiyle tapu iptali ve tescil talep edebilirler . Murisin ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile yap¬tığı temlikin muvazaalı olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme ta¬rihinde kaç yaşında olduğu, sağlık durumu, aile ilişkileri, mal varlığının miktarı, temlik edilen malın diğer mal varlığına oranı, bunun makul kar¬şılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi, bilgi ve olguların araştırılıp değerlendirilmesi gerekir . Tüm deliller toplanıp bu husus çözümlenmeden gerçek niyetin tespitine olanak yoktur . Somut olayda miras bırakana ait tapu kayıtları getirilmiş ise de açıklandığı gibi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Eksik İnceleme ile davanın kabulü yönünde verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
HGK. 26.5.1999; 310/313

Taraflar arasındaki ''tapu iptali ve tescil'' davasından dolayı yapılan yar¬gılama sonunda; Kozan Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 2.4.1998 tarih ve 1996/255-1998/99 sayılı kararın incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, yargıtay 1. Hukuk Dairesi 'nin 17.9.1998 tarih ve 1996/8526-9353 sayılı ilamı ile; (...Uygulama ve öğretide ''muris muvazaası'' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan ger¬çekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir . Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleye¬rek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatları'nda ve 1.4.l974 tarih, l/2 Sa¬yılı İnançları Birlcştirme Kararı'nda açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Mede¬ni Kanun'un 634, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. mad¬delerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğ¬ru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişlc miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek İrade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genel¬likle zor olduğundan, bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında bir¬Iikte ve doğru şckilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek maku1 ölçüler içe¬risinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme ola¬nağı yoktur. O haldc miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır taşınmaz ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mer¬cilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nite¬likleri ve değerleri hakkında uzman bilİrkişiden rapor alınarak paylaştırma¬nın mı, yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuştu¬rulması zorunludur.
Somut olayda, davacılar miras bırakanın dava konusu 345 parsel sayı1ı taşınmazı 1980 yılında ölünceye kadar bakma koşullu olarak temlik ettiğini; temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek pay oranında iptal ve tescil iste¬ğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, yukarıda açıklanan ilkeleri kapsayacak biçimde bir araştırma yapıldı¬ğından söz etme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir araştırma ve dcğcrlendirme yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı biçimde hü¬küm kurulması doğru değildir...'') gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargı!ama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili