Mesajı Okuyun
Old 06-02-2004, 10:19   #13
tansel

 
Varsayılan

Sayın Çaba;
Kariyer ve Liyakat usulü ile ilgili eleştirlerinize katılıyorum. Ancak, kariyer ve liyakat usulu bugün gerçek anlamda uygulanmıyor. Liyakat ve kariyer sistemi, aslında siyasetle ilgisi olmayan, bilgi ve deneyim sahibi kişilerin öne çıkarılmasıdır.

Kamu yönetiminde büyük bir değişiklik gerekiyor, fakat bunu yaparken sınırların iyi belirlenmesi gerekiyor.

Mevcut durumda, kendi geleceğini siyasi iktidara bağlamış, bilgi sahibi olmayan çok sayıda üst yönetci olduğu, ne yazık ki doğru.

Buna rağmen, ülkesi için çalışan, dürüst, bilgili, deneyimli çok sayıda personel de bulunmakta. Bir kamu denetim elemanı olarak, her şeye rağmen, ülkenin en ücra köşelerinde, hiç bir olanakları olmadığı halde, canları pahasına çalışan çok sayıda kamu görevlisi gördüm.

ombudsman;

Bir yandan, Devletin küçültülmesi, kamu hizmetlerinin kaldırılması istenirken, diğer yandan, kamu denetçisi adı altında yeni bir kamu organı yaratılmaktadır.

"Mahalli idareler halk denetçisi
Madde 42- Her ilde, mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile bu idareler tarafından kurulan birlik ve işletmelerin, kurum dışı gerçek ve tüzel kişilerle ilgili işlem ve eylemlerinden kaynaklanan anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olmak üzere bir halk denetçisi seçilir.

...Halk denetçisinin bürosu ve iş yükü ile orantılı sayıda personel il özel idaresi tarafından sağlanır.

...İlgili idare halk denetçisinin verdiği karara karşı tutumunu en geç on gün içinde açıklar. İdare, halk denetçisinin tavsiyesini uygun bulmazsa görüşünü gerekçelendirmek zorundadır..."

Halk denetçisinin vereceği kararın idare tarafından kesin olarak uygulanmasının zorunlu olmaması, mahkemeye başvurma hakkının bulunması, kamu denetçisinin siyasi organ tarafından seçilmesi, olumsuz yanlar olarak ortaya çıkıyor.

Siyasi organ tarafından seçilen bir denetçinin tarafsız olması söz konusu olamaz. Siyasi bir şekilde seçilen, büro hizmetleri idareye bağlı olan bir denetçinin vereceği kararlar tarafsız olamaz. Kararların, uygulanma mecburiyetinin olmaması da göz önüne alındığında, kamu denetçiliği, açılan dava sayısını azaltmayacağı gibi, kamunun, iş yükünün ve personel giderinin artmasına, vatandaş üzerinde siyasi baskı kurulmasına, sorunların çözümünün geciktirilmesine dolayısıyla da toplumsal barışın bozulmasına yol açacaktır.