Mesajı Okuyun
Old 31-01-2009, 13:30   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Sultanahmet'e katılıyorum.

Sayın Alp, (Tebligat kanunu hükümleri uyarınca), yetkili icra dairesinden göndereceğiniz tebligatların vekile yapılması gerektiğini düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/8378
K. 2002/6629
T. 14.10.2002
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Dava, açık hesaba dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali talebinden ibarettir.

Davacı vekili, 17.504.889.500.-TL. asıl alacak, 892.029.985.-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.396.919.485.-TL. alacağın takip tarihinden itibaren % 60 faizi ile birlikte tahsili için Ankara 27.İcra Müdürlüğünün 2001/200 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişmiş, davalı vekili 23.1.2001 tarihli itiraz dilekçesinde; yetkili İcra Müdürlüğünün Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu, işlemiş faiz talebinin yerinde bulunmadığını, asıl alacak yönünden itirazları olmadığını bildirmiştir. Davacı-alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul etmesi üzerine Antalya İcra Müdürlüğünce davalı-borçluya yeni bir ödeme emri çıkartılmış ve borçlu vekilince, tebligatın vekile yapılması gerekirken, asile yapılmasının usulsüz olduğu gerekçesiyle bu ödeme emrine itiraz edilmiştir.

Görüldüğü gibi davalı-borçlu vekilinin son itirazı, yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emrinin tebliğindeki usul hatasına ilişkindir. Gerçekten 7201 Sayılı Tebligat Yasasının 11.maddesinde yer alan "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır" hükmü gözetilmeden Antalya İcra Dairesince çıkarılan ödeme emrinin asile tebliğ edilmesi doğru değilse de, davalı-borçlu vekili gerek 23.1.2001 tarihli itiraz dilekçesinde gerekse yargılama sırasında asıl alacakla ilgili itirazları bulunmadığını bildirdiği gibi davacı vekili de işlemiş faize ilişkin taleplerinden vazgeçtiğini beyan ettiğinden usul ekonomisi gereği, sözü edilen tebligat hatası, dava konusu icra takibi yönünden sonucu etkileyecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak, bu durum karşısında davalının haksız itirazından söz edilemeyeceğinden, aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK.nun 438/7.maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının "Hüküm kısmının 2.bendinin" karardan çıkarılarak" yerine "2-koşulları oluşmadığından icra- inkar tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.