Mesajı Okuyun
Old 21-10-2013, 21:56   #2
tiryakim

 
Olumlu

Alıntı:
Yazan tiryakim
Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

Tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinden sonra yapılan tasarruflar gerekli şartları taşıyorsa iptale tabidir. Borçluya Kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcundan dolayı ilamsız takip yaptık borçlunun üzerinde hiç bir mal varlığı bulunmamaktadır.
Daha sonra borçlunun babasına iik 89/1.2.3 haciz İhbarnamesi göndererek borçlu durumuna düşürdürdük. Borçlunun babası hiç bir haciz ihbarnamesine itiraz etmeyerek borçlu durumuna düşmüştür. 89/ 3 haciz İhbarnamesi tebliğ edilip kesinleştikten sonra borçlunun babası ( 3 haciz ihbarnamesine itiraz etmeyip borçlu olan kişi ) üzerindeki aracı başka birine ( oğluna ) devir ediyor. Bu durumda 3. haciz ihbarı ile borçlu durumuna düşürülen kişide ( borçlunun babasında ) borcun doğum tarihi nedir ?

Teşekkürler...

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/5284
K. 2005/6096
T. 15.11.2005
• TASARRUFUN İPTALİ ( Davalarının Dinlenebilmesi İçin Borcun Tasarruf İşleminden Önce Doğmuş Olması Gereği - Takip Borçlusu ve Davalı Şirketler Arasında Organik Bağın da Bulunduğu/Zarar Verme Kastı )
• ALACAKLIDAN MAL KAÇIRMA SAİKİ ( Tasarrufun İptal Edilmesine Sebebiyet Vereceği )
• BORÇ VE ALACAK İLİŞKİSİNİN TESPİTİ ( Daima Birinci Haciz İhbarnamesinin Tebliğ Tarihi Baz Alınarak Saptanacağı )
• BORCUN DOĞDUĞU TARİH ( Tasarrufun İptal Edilebilmesi İçin Tasarruf İşleminden Önce Doğması Gereği )
2004/m. 89, 277, 280
ÖZET : Dava tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Dava konusu olayda, davacı alacaklı, dava dışı borçlu aleyhinde icra takibi yapmıştır. Bu takip sırasında, borçlunun ( davalı ) Şirketden alacaklı olduğu ileri sürülerek şirkete birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ olunmuştur. İhbarnamelere itiraz olunmamak suretiyle davalı şirketin, takip borçlusuna borçlu olduğu hususu kesinleşmiştir. Davalı şirket birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden sonra şirkete ait olan aracı diğer davalı Şirkete sattığından, araç satışına ilişkin tasarrufun iptali istenmektedir.
Borcun doğumu, tasarruftan öncesi olarak kabul edilince davalı şirketler arasında organik bağın bulunması, takip borçlusunun davalı satıcı şirketin ortağı ve müdürü, diğer davalının ( unvan değiştiren ) eski hissedarı olması nedeniyle İİK.nun 280. maddesindeki şartların oluştuğu da kabul edilmelidir.
O halde mahkemece tasarrufun alacak ve ferilerine yetecek miktarda iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmamıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava İİK.nun 277 v.d. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkin olup davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu olayda, davacı alacaklı, dava dışı borçlu Mustafa Erguvan aleyhinde icra takibi yapmıştır. Bu takip sırasında, borçlu Mustafa'nın ( davalı ) Balkan Peynircilik Üretim Pazarlama Limited Şirketinden alacaklı olduğu ileri sürülerek şirkete İİK.nun 89/1. maddesi uyarınca ( 12.2.2001'de tebliğ olunan ) birinci haciz ihbarnamesi çıkartılmış, ikinci haciz ihbarnamesi ise 3.3.2001'de davalı şirkete tebliğ olunmuştur. İhbarnamelere itiraz olunmamak suretiyle davalı şirketin, takip borçlusu Mustafa'ya borçlu olduğu hususu kesinleşmiştir. Hal böyle iken davalı şirket birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden sonra 34 .... 2765 plakalı ve şirkete ait olan aracı diğer davalı Ak-Er İnş.Turz.San.Ltd. Şirketine sattığından, araç satışına ilişkin tasarrufun iptali istenmektedir.
Mahkemece, satış işleminin ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce yapılması ve davalılar arasındaki organik bağın satışla ilgili görülmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Olayda incelenmesi gereken husus; davalı ( İİK. 89. madde gereğince borçlu durumuna düşen ) şirketin borcunun hangi tarihte, yani tasarruf ( araç satış ) işleminden önce mi, sonra mı doğmuş olduğunun tespitidir. Çünkü tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun tasarruf işleminden önce doğmuş olması gereklidir. Borcun doğumundan önce gerçekleştirilen tasarrufların iptale tabi olmayacağı kanunun gerekçesinde de yer almıştır. Mahkemece satış işleminin borcun doğumundan önce olduğu kabul edilmiş ise de bu görüşte isabet yoktur. Çünkü üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinden önce mevcut bir borç yoksa esasen üçüncü kişi, borca itiraz edecek veya işletilecek prosedür gereğince borcun varlığı veya yokluğu belirlenecektir. Üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine itiraz etmesi veya suskun kalması üzerine yapılacak işlemler borcun varlığını ispat açısından kanunla getirilmiş şekli hükümlerdir. Bu işlemler borcun varlığının kesinleştirilmesi için gereklidir. Borcun varlığının ileriki bir tarihte kesinleşmesi, üçüncü kişinin takip borçlusuna daha sonra borçlandığını göstermez. Borç ve alacak ilişkisinin tespiti daima birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi baz alınarak saptanır. Bu hususun mahkemece kabul edildiği şekilde değerlendirilmesi, adil olmayan sonuçlara da götürür. Birinci haciz ihbarnamesini aldıktan sonra mallarını kaçıran ( 89. ) borçlularının aleyhinde hiçbir şekilde tasarrufun iptali davası açılamaz. Çünkü böyle bir kabulde borç her zaman tasarruftan sonra doğmuş olacaktır. Bu nedenle borcun ikinci haciz ihbarnamesinden önce doğduğuna dair görüşte isabet bulunmamaktadır. Dosyaya örneği konulan karar da Dairemizin çoğunluk görüşünü yansıtmamaktadır.
Bu şekilde borcun doğumu, tasarruftan öncesi olarak kabul edilince davalı şirketler arasında organik bağın bulunması, takip borçlusu Mustafa'nın davalı satıcı şirketin ortağı ve müdürü, diğer davalının ( unvan değiştiren ) eski hissedarı olması nedeniyle İİK.nun 280. maddesindeki şartların oluştuğu da kabul edilmelidir.
O halde mahkemece tasarrufun alacak ve ferilerine yetecek miktarda iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı alacaklı Erol Üçer yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Kazancı İçtihat)