Mesajı Okuyun
Old 04-08-2008, 14:43   #1
üye19576

 
Varsayılan Tekar SuÇ İŞlenmesİ Ve Ertelenen Öncekİ Hapİs Cezasi İlİŞkİsİ Ve EtkİleŞİmİ

TEKAR SUÇ İŞLENMESİ VE ERTELENEN HAPİS CEZASI İLİŞKİSİ VE ETKİLEŞİMİ

I-GİRİŞ;


Daha önce kasıtlı bir suç nedeni ile verilen ve ertelenen hapis cezası, deneme süresi içinde işlenen ve 3 aydan fazla hapis cezası verilen 2.kasıtlı suç nedeni ile; 1-Ertelenen birinci hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edilmesine neden olmak,
2-İşlenin ikinci suçta da ertelenme imkânından faydalanmaya engel olmak, şeklinde iki sonuç doğurmaktadır.
Konu ile ilgili mevzuat ve bu mevzuat dairesinde yapılan açıklamalar ve örnek olay üzerinde bu hususların somutlandırılarak varılan sonuçlar aşağıda belirtilmiştir.

II-İLGİLİ MEVUZAT:

TCK nın “Hapis Cezasının Ertelenmesi” başlıklı 51.maddesinde, “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.” Hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 1/a.maddesinde de “Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin; daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması” gerektiği belirtilmiştir.
TCK nın 51/3.maddesinde de “Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.” Hükmü yer almaktadır.
TCK nın 51/7.maddesinde de, “Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.” Hükmü yer almaktadır.
TCK ınn 51/8.maddesinde de “Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.” Hükmü yer almaktadır.

III-AÇIKLAMA;

1-İkinci işlenen suçtan dolayı 2 yıl veya daha az hapis cezasının alınması gerekir.
2-Önceki işlenen suçtan da en fazla 3 ay hapis cezası alınmış olması gerekir.
3-Önceki mahkumiyet için belirlenmiş denetim süresinin bitim tarihinin bilinmesi gerekir. Örneğin bu süre 10 ay hapis cezası alan biri için en az 10 ay sürecektir.
4-İkinci suç, denetim süresi içinde işlenip işlenmediği de önemli bir diğer husustur.
5-İşlenin birinci suç nedeni ile verilen, ancak ertelenmiş mahkûmiyetin denetim süresi içinde kasıtlı işlenen 2.suç nedeni ile verilecek ikinci mahkûmiyet kararı yanında ayrıca ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Hakim, kısmen veya tamamen infaz edilmesine karar vermek dışında 3.bir karar veremez. Yani ertelenme halinin devamına gibi bir karar verme imkanı ve yetkisi yoktur.
6-İkinci işlenen suçta da erteleme kararının verilebilmesi için TCK nın 51/1-a.maddesinde belirtildiği üzere, kişinin; daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması gerekir.
Örneğin 10 ay süreli bir mahkumiyet kararı var ise, bu ceza miktarının 3 aydan fazla olduğuna göre, tekrar 2.suç nedeni ile erteleme imkânından faydalanmak mümkün değildir.
7-Denetim süresi 10 ay ise, bu sürenin dolmasından sonra ikinci suç işlenir ise, birinci ceza infaz edildiğinden ertelenmiş cezanın tekrar çekilmesi gibi bir durumla karşılaşılmayacaktır.
8-Ancak TCK nın 51/1-a.maddesi uyarınca daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmamak şartının yitirilmesi söz konusu olacağından, tekrar ertelenme hükmünden ikinci suç için faydalanmak mümkün olmayacaktır.

9-Örneğin,gazetenin görevlendirmesi ile duruşmayı takip etmek üzere, çocuk mahkemesine giden ve çocuk mahkemesinde yapılan duruşmada içeri alınmayan bir muhabirin, duruşmaya katılan mağdur tarafın yakınlarından bilgi alması ve bu bilgileri haber yapması halinde, yukarıda ki açıklamalarımız dikkate alınarak hangi tespitleri yapabiliriz;
a-TCK nın “Gizliliğin İhlâli” başlıklı 285/2.maddesinde “Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, birinci fıkra hükmüne (1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası) göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.” Hükmü yer almakta, aynı maddenin 3.fıkrasında da “Bu suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.” Hükmü yer almaktadır. Yasanın 285/4.maddesinde de “Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Hükmü yer almaktadır.
Duruşmanın kapılı yapılması, gizlilik karanını bulunması ve işin doğası gereği duruşmaların kapalı ve gizli yapılması halinde, duruşmaya katılmaya hakkı olanlardan alınan bilgilerin haber şeklinde yayınlanması halinde, yapılan haberde görüntü kullanılıp kullanmam dahi önem arz etmektedir.
b-5395 sayılı Çocuk Koruma Yasanın “DURUŞMA” başlıklı 22.maddesinde ”(1) Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir.
(2) Mahkeme veya hâkim, çocuğun sorgusu veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurabilir.” Hükmü yer almaktadır.

c-5187 sayılı Basın Yasanın “Yargıyı Etkileme” başlıklı 19.maddesinde “Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse, .. liraya kadar adli para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel süreli yayınlarda onmilyar liradan, yaygın süreli yayınlarda yirmimilyar liradan az olamaz.
Görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgili hakim veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlayan kişiler hakkında da birinci fıkrada yer alan cezalar uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

d-5187 sayılı yasanın “Cezai Sorumluluk” başlıklı 11.maddesindeBasılmış eserler yoluyla işlenen suç yayım anında oluşur.
Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.” Hükmü yer almaktadır. Aynı yasanın 2-ı.maddesinde de “Eser sahibi: Süreli veya süresiz yayının içeriğini oluşturan yazıyı veya haberi yazanı, çevireni veya resmi ya da karikatürü yapanı” şeklinde tanım bulunmaktadır.

10-Gazeteci, çocuk yargılamasının yapıldığı çocuk mahkemesinin duruşmasına katılmaya hakkı olanlardan bilgi alarak haber yapması halinde, eser sahibi olarak kendisi sorumlu olacak ve gazete sorumlu olmayacaktır.
Diğer taraftan bu duruşmada yapılan açıklamaları gazete muhabirine açıklayan kişilerin de sorumluluğu gündeme gelebilecektir. Haberde görüntü olmaması sadece 285/4.madde anlamında bir sorumluluk olacak, açıklamaların haberde yer alması halinde TCK nın 285/2.maddesi ve 285/3.maddeleri gündeme gelecektir.
Öte yandan bu filer Basın kanunun kapsamında değil, TCK kapsamında kalacaktır. Zira 5187 sayılı yasanın 11.maddesi ve 19.maddesi dikkate alındığında, görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgili hakim veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlayan kişilerin bu suç kapmasında kaldığı anlaşılacaktır. Kısaca TCK 285.madde ve TCK 51.madde dairesinde değerlendirme yapılması gerekeceği değerlendirilmektedir.

11-Gazetecinin daha önce 10 hapis cezasının olduğu ve bu cezanın ertelendiğini kabul edersek, yukarıda yer alan 10.nolu bölümdeki açıklamalarımız kapsamında, hakkında yapılacak yargılama sonrasında verilecek hapis cezası nedeni ile deneme süresinin dolmamış olması halinde, önce suçun ertelenmesine ilişkin imkanın ortadan kalkacağı, yeni işlediği suç nedeni ile alacağı ceza ile önceki cezanın kalan kısmını birlikte, cezanın ertelenmeden faydalanmadan infaz edileceği sonucu varmak mümkündür.
Bu durum tüm çalışanlar için geçerli olmak ile birlikte, bir muhabir arkadaşın bu hususta sorduğu soru üzerine bu somut olaya örnek olarak bu yazıda yer verilmiştir.

IV-SONUÇ:

Tekrar suç işlenmesi, ertelenmiş mahkûmiyet nedeni ile ve yeni işlenen suç nedeni ile olmak üzere toplam iki suç dolayısı ile verilen cezaların infaz edilmesi anlamında, cezaevine girmeye neden olabilecektir.

Önder ÖZLEM