Mesajı Okuyun
Old 02-12-2006, 14:19   #39
ibreti

 
Varsayılan

Gerçek olup olmadığını bilmiyorum ama, bazı hassasiyetleri vurgulamak açısından "Bizans'ın batış döneminde papazlar, meleklerin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu; Osmanlı'nın batış döneminde de ulema, kahvenin helal mi yoksa haram mı olduğunu tartışırmış..." diye bir söz edilir.

Tartışılan konunun öneminden hiç şüphem yok! Bir ülkenin eğitim öğretim yapısının, hele ki o ülkenin hukuk düzenine yön vermede en önde gelen hukuk fakültelerindeki eğitim öğretimin nasıl olması gerektiği konusundaki tartışmanın önemsiz ve gereksiz olduğunu kimse söyleyemez. Bu yönden bakıldığında tartışmanın meleklerin cinsiyeti ya da kahvenin dini konumu kadar basite indirgenemeyeceği düşünülür. Lakin; konunun önemli olması, bu konudaki her türlü tartışmanın anlamlı ve önemli olduğu anlamına da gelmez.

Buradaki tartışmanın birbirimizi TÜ KAKA ilan etmek yerine, eksiklerimizi ve giderme yöntemlerini belirlemeye, bu yönde talepler oluşturarak birlikte hareket etmeye ve birbirimizi tamamlamaya hizmet etmesini beklerdim. Bunun başarılabilmesi için birimiz, diğerimizin eğitim gördüğü kurumu eleştirmek yerine (ki, o kurumun işleyişini bilmemiz çok mümkün değildir.) herşeyiyle çok iyi tanıdığımız ( en azından mahiyetini, başkalarının eğitim gördüğü kurumdan daha iyi bildiğimiz)kendi kurumlarımızı eleştirmek, eksik ve kusurları ile giderilme yöntemlerini tartışmak daha olumlu sonuçlar verirdi.

Tartışmanın geldiği nokta, sorunu tespit edip, birlikte çözüm üretmekten uzak. Gelinen nokta anlamsız ve yararsız olduğu kadar, gelecekte muhtemel zararlar doğurmaya gebe bir kutuplaşma.
-

Tartışma ve yaklaşımlar konusunda yarar sağlayacağını umduğum bir menkıbeyi sunmakta yarar buluyorum;

Adam, kötü yoldan para kazanıp, bu parayla bir inek alır. Nedense sonra yaptıklarından pişmanlık duyar ve hiç değilse iyi bir şey yapmış olmak için bu ineği Hacı Bektaş'ın dergahına bağışlamak ister. Durumu Hacı Bektaş-ı Veliye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli hediyeyi "Helal değildir!" diye geri çevirir.
Adam bu kez Mevlevi Dergahın gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise hediyeyi kabul eder.
Adam, aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veliye de anlattığını; lakin O'nun hediyeyi helal değildir diyerek kabul etmediğini söyler Mevlana'ya ve sebebini sorar.
Mevlana "Biz bir karga isek, o bir şahindir, leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni o kabul etmez ama biz kabul ederiz."
Adam üşenmez ve Hacı Bektaş Dergahına gidip, kendisine anlattığı şeyi anlatmasına rağmen Mevlana'nın hediyeyi kabul ettiğini söyler ve sebenini sorar.
Hacı Bektaş-ı Veli "Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nınki bir okyanustur. Bir damlayla bizim gönlümüz kirlenir; lakin okyanus kirlenmez. Bu nedenle senin hediyeni kabul etmiştir" diye cevap verir.
-
Birbirimizi yermekle varabileceğimiz bir yer olduğunu sanmıyorum.

aygılarımla..