Mesajı Okuyun
Old 26-09-2009, 18:40   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Av. Armağan Konyalı,

(Öncelikle Kanunun ilgili maddelerini yorumlamamda bir yanlışlık var mı bilemiyorum; şayet maddeler size göre yorumumdan farklı bir anlam ifade etmekte ise düzeltmeniz halinde devam edebiliriz-diye düşünüyorum -)

Olan durum: Danıştay, ilk derece mahkemesi olarak kararını verir; İYUK 28. madde gereğince idare, TEBLİĞDEN başlayarak 30 gün içerisinde Danıştay Dava Dairesi kararı yönünde işlem yapmak mecburiyetindedir.
İhtimal 1- Danıştay Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir ve karar hakkında YD talebi yoktur: İYUK 52. madde gereğince Danıştay İDDGK nda temyize başvurulmuş olması ve inceleme sürecinde de idare, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak verdiği karara uymakla mükelleftir. Şayet uymazsa idare aleyhine maddi-manevi tazminat davası açılır.
İhtimal 2- Danıştay Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir ve karar hakkında YD talebi vardır:
İhtimal 2a- YD kabul edilmiştir: temyiz ve inceleme sürecinde (kararın yürütmesinin durdurulması sebebiyle) idarenin Danıştay Dava Dairesinin kararı uyarınca işlem tesis zorunluluğu yoktur;
İhtimal 2b- YD reddedilmiştir: İhtimal 1 geçerlidir.

Temyiz sonucu karar: Danıştay İDDGK nca Danıştay Dava Dairesi kararının BOZULMASINA karar verilmiştir. İYUK 52/son : “Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur” gereği Danıştay Dava Dairesi kararının yürütmesi durdurulmuştur.
Yukarıdaki durum ile

Alıntı:
Yazan Av. Armağan Konyalı
''Bozma üzerine ısrar kararı verilemeyen davaların kararları bozulduğu tarihten itibaren hüküm ifade etmez.''

şeklinde yapılacak eklentinin pratikte nasıl bir tezat husule getirdiği ve/veya nasıl bir zararın söz konusu olabileceğini düşündüğünüzü "sanırım" anlayamadım

Saygılarımla...