Mesajı Okuyun
Old 16-07-2007, 12:52   #11
ays

 
Varsayılan

Borçlunun itirazında bir açıklık bulunması gerekmiyor.Sadece "itiraz ediyorum" demesi yeterli."ödeme emrine itiraz ediyorum" demesi açıkça borca itirazdır.Yatgıtay kararlarında da itiraz "ödeme emrine itiraz" olarak da geçmektedir.Mesela;

HD 03 <> E: 1999/567 <> K: 1999/921 <> Tarih: 09.02.1999

* ÖDEME EMRİNE İTİRAZIN İPTALİ
* DAVA AÇMA SÜRESİ

Süresi içinde ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durur. Duran takibin devamı için alacaklının itirazı ya mahkemede iptal ettirmesi veya tetkik merciinde kaldırtması gerekir. Dava için süre bir yıl itiraz için ise altı aydır. Her iki halde de süre başlangıcı itirazın alacaklıya tebliğ tarihidir. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir.

(2004 s. İİK. m. 62/11, 67/1)

Dava dilekçesinde 22.802.479 lira alacak için itirazın iptali faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın İcra İflas Kanunun 59 ve 62. maddeleri gereğince reddine, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığı cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, davalının kullandığı su bedelini ödememesi nedeniyle, hakkında başlattığı icrai takibe vaki itirazın iptalini istemiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmiştir.

İcra takibine davalı tarafından 3.12.1997 tarihinde itiraz edilmiş ve görülmekte olan işbu dava ise 6.7.1998 gününde açılmış bulunmaktadır. Mahkemece davacının itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açmadığı ve de itiraz dilekçesinin kendisine tebliğ edilmesi için gerekli giderleri icra dosyasına yatırmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

İcra ve İflas Kanununa göre ödeme emrine itirazın iptali davası bir müddete tabidir. Gerçekten de alacaklı bu davayı itirazın kendisine tebliği (İİK. m. 62/11) tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir (İİK. m. 67/1).

Süresi içinde ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durur (İİK. m. 66). İtiraz ile duran takibe devam edilebilmesi için, alacaklının itirazı ya mahkemede iptal ettirmesi (İİK. m. 67) veya Tetkik Merciinde kaldırtması (İİK. m. 68-68 a) gerekir. Tüm bu olasılıklardaki bir yıllık veya 6 aylık süre borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlaması gerekir. Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği için yatırması gereken posta giderinin davacı tarafından tediye edilmemesi hususu hak düşürücü nitelikteki dava şartının işlemeye başladığı anlamına gelmez. Zira İİK. 59. maddesi uyarınca alacaklının (davacının) borçlunun (davalının) İİK. 62. maddesine göre yapılabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını avans olarak peşinen ödememesi icra takibine vaki istemini hükümsüz kılmaz. Kaldı ki İcra memurunun istemine rağmen davacının böyle bir masrafı ödemekten imtina ettiğine ilişkin bir belirti de bulunmamaktadır.

Mahkemece işin esasına girilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : YKD. Ağustos-1999 s: 1047

[Copyright © CD MEDYA YAZILIM - Corpus™ Mevzuat ve İçtihat Programı]