Mesajı Okuyun
Old 10-02-2009, 15:09   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bu husus ile tartışılan diğer bir konu ise ceza davalarında sanık lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti talebe bağlı bir alacak mıdır yoksa resen düzenlenmeli midir?

Bununla bereber temyiz edilen ceza mahkemesi kararı temyiz edilmese de yargıtayın ilgili dairesi resen gözetir mi?

1957 atrihli olması lazım, bir içtihadı birleştirme kararında avukatlık ücreti yargılama giderlerindendir denmiş ve hakimin resen düzenlemesi gereken hususlardan olduğu belirtildiğini okuduğumu hatırlıyorum.

Otuz yıl sonra,

Ceza genel kurulunun verdiği bir kararda (1977 olmalı)yargılama giderleri resen düzenlenir ama avukatlık ücreti olan yargılama gideri talebe bağlıdır diye okuduğumu hatırlıyorum.

Bir otuz yıl sonra,

Aşağıda sunulan danıştay kararı ve Sayın Akyüz'ün belrttiği belge verilir...

Kaç otuz yıl sonra

Hakedilen vekalet ücreti demiyeceğim ama alma hakkımız olan avukatlık ücretini neden talep edeceğiz?

Bu konuda neden aciz kalırız anlamış değilim...

Kolay gelsin.




T.C.

DANIŞTAY

SEKİZİNCİ DAİRE

ESAS NO : 2007/263

KARAR NO : 2008/3515

DAVACI : Adalet Bakanlığı

DAVALI : Türkiye Barolar Birliği Çetin Emeç bulvarı No:46 – Balgat/Ankara

VEKİLİ : Av. Seray Şenfer (Aynı yerde)

Davanın Özeti : 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” hükmünün hukuka aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemidir.

Savunmanın Özeti : Ceza davalarında davanın bir tarafının Devlet olduğu, dava kamu adına açıldığına göre dava sonucunda haksız çıkan tarafın kamu, dolayısıyla Devlet olduğu, yargılama giderlerinden olan avukatlık ücretinin hazine aleyhine hükmedilmesinde hukuk aykırı bir yön bulunmadığı, davalı idarece beraat eden sanığın, açacağı tazminat davasında avukatına ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretini de talep edebileceği belirtilmekteyse de, 5271 sayılı Yasanın 141.maddesinde belirli konularla ilgili sınırlı olarak tazminat davası açabileceğinin belirtilmesi, avukatlık ücretinin ayrı bir dava açılarak alma imkanının tanındığı bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle bu görüşe katılmanın mümkün olmadığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi Mevlüt BEDEL’in Düşüncesi : Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücreti kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Yahya Özdemir’in Düşüncesi : Dava, 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir” düzenlemesinin iptali istemiyle açılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması başlıklı 168. maddesinde tarifenin hazırlanmasının takvimi, süreci ve biçimi düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinin 3. fıkrasında beraat eden sanığa tazminat isteyeceği bir hal varsa bu da bildirilir. 232. maddesinin 6. fıkrasında, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir düzenlemeleri yer almış, aynı Kanunun Yargılama Giderleri başlıklı 324. maddesinde;

(1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.

(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.

(3) Giderlerin miktarı ile iki taraftan birinin diğerine ödemesi gereken paranın miktarını mahkeme başkanı veya hâkim belirler.

(4) Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kişisel haklara ilişkin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir.

(5) Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır. Kuralları getirilmiştir.

Anılan Kanunun Beraat veya Ceza Verilmesine Yer olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider başlıklı 327 maddesinde

(1) Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir.

(2) Bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir. Kurallarına yer verilmiştir.

Alıntısı yapılan 5271 sayılı Yasa kuralları birlikte değerlendirildiğinde beraat eden sanığa tazminat isteyebileceği durum var ise bunun ve kanun yolları ile izlenecek yöntemin açıklanacağı, avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, karar merciince yargılama giderlerinin miktarının ve kimlerden alınacağının belirtileceği, Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararların Harçlar Kanununa göre yerine getirileceği, tercüman giderlerinin Hazinece karşılanacağı, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği anlaşılmakta olup, bu bağlamda ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği ücretin de kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler kapsamında değerlendirilmesinde anılan yasal düzenlemelere aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Yukarıda sözü edilen 324. maddede yargılama giderinden, 327. maddede giderden söz edilmekte ise de 327 maddenin 324. maddeye göre daha geniş ve genel bir ifade kullandığı bu ifadelerin beraat eden kişinin avukatlık ücretinin Hazinece karşılanmasına engel bir hukuki durum oluşturmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu itibarla, davaya konu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık görülmemektedir.

Belirtilen nedenlerle, davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizince Dairesince duruşma için önceden belirlenen 14.05.2008 gününde davacı Adalet Bakanlığını temsilen gelen olmadığı, Türkiye Barolar Birliği vekili Av. Seray Şenfer’in duruşmaya geldikleri görülüp davalı idare vekiline usulüne uygun söz verilip savunması alındıktan ve Danıştay Savcısının düşüncesi dinlenip duruşmaya son verildikten sonra işin gereği görüşüldü.

Dava, 13.12.2006 gün ve 26375 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe gider Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel hükümler kısmında yer alan Ceza Davalarında Ücret başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında yer alan; “Beraat eden ve kendisinin vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.”, şeklindeki kuralın hukuka aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması” başlıklı 168. maddesinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Türkiye Barolar Birliğince hazırlanma şekli düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Yargılama Giderleri” başlıklı 324. maddesinde harçların ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamaların ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleri olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanunun “Beraat veya Ceza Verilmesine Yer olmadığına Karar Verilmesi Halinde Gider” başlıklı 327 maddesinde ise; hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edileceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Devlet Hazinesince üstlenileceği kurallarına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasal düzenleme uyarınca, beraat eden kişinin sadece kendi kusurundan oluşan giderleri ödeyeceği, bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderlerin Hazinece üstlenileceği düzenlendiğinden, ücret ödeyerek avukat tutan ve beraat eden kişinin ödediği avukatlık ücret ide kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler kapsamında yer aldığından, Devlet Hazinesince karşılanması esastır. Bu durumda, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.100.00 YTL. Vekalet ücretinin davacı idareden alınarak davalı vekiline verilmesine 14.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Son Güncelleme ( Perşembe, 10 Temmuz 2008 )