Mesajı Okuyun
Old 28-02-2013, 13:48   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/7501
K. 2012/14383
T. 30.5.2012

• EVLİLİĞİN İPTALİ DAVASI (Teyze Yeğen Arasındaki Evlenmesi Yasak Olan Kişiler Arasında Gerçekleşen Evliliğin Mutlak Butlan Sebebiyle İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )

• EVLENMEYE ENGEL OLACAK DERECEDE HISIMLIK (Evliliğin İptali Davası - Teyze Yeğen Arasındaki Evlenmesi Yasak Olan Kişiler Arasında Gerçekleşen Evliliğin Mutlak Butlan Sebebiyle İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )

• HUSUMET (Evliliğin İptali Davası - İptal Kararının Nüfusa Tescil Edilmesi Bildirici Etkiye Sahip Olup Kararın Nüfusa Tescil Edilecek Olmasının Nüfus İdaresine Husumet Yöneltilmesini Gerektirmeyeceği )

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ (Evliliğin İptali Davası Sonucunda İptale Karar Verilmesi ve Bu Kararın Kesin Hüküm Halini Almasıyla Karar Nüfusa Tescil Edilmemiş Olsa Dahi Evliliğin İleriye Yönelik Olarak Ortadan Kalkacağı )

• YASAL HASIM (Evliliğin İptali Davası - Nüfus Kayıtlarına İlişkin Düzeltme Davalarında Nüfus İdaresinin Yasal Hasım Olduğu )

4721/m.145/4,146,129/1,7
5490/m. 36/1-a

ÖZET : Dava, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılan, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunması sebebiyle evliliğin iptali isteğine ilişkindir. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında nüfus idaresi yasal hasım durumundadır. Evliliğin iptali davası sonucunda iptale karar verilmesi ve bu kararın kesin hüküm halini almasıyla, karar nüfusa tescil edilmemiş olsa dahi, evlilik ileriye yönelik olarak ortadan kalkar. İptal kararının nüfusa tescil edilmesi kurucu etkiye değil bildirici etkiye sahip olup, kararın nüfusa tescil edilecek olması, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez.

Kanundan dolayı açılmamış hale gelen dava, bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar ve derdestlik vasfını kaybeder. Sicil düzeltilmedikçe içeriğinin gösterdiği olgu doğru kabul edileceğinden, davalının annesinin adının düzeltilmesi talepli davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, teyze- yeğen arasındaki, evlenmesi yasak olan kişiler arasında gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dava, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılan, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunması (TMK m. 145/4 )sebebiyle evliliğin iptali isteğine (TMK m. 146/1 )ilişkin olup, nüfus kayıtlarının düzeltilmesiyle bir ilgisi yoktur. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında nüfus idaresi "yasal hasım" durumundadır (5490 s. NHK m. 36/1-a ). Evliliğin iptali davası sonucunda iptale karar verilmesi ve bu kararın kesin hüküm halini almasıyla, evlilik, karar nüfusa tescil edilmemiş olsa dahi, ileriye yönelik olarak ortadan kalkar. Bu sebeple, iptal kararının nüfusa tescil edilmesi, kurucu etkiye değil, bildirici etkiye sahiptir. Dolayısıyla kararın nüfusa tescil edilecek olması, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez. Bu sebeple, davada nüfus idaresinin "hasım" gösterilmesi doğru olmayıp, onun yönünden davanın "husumet yokluğu" sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı ise de, mahkemece dava reddedildiğine göre, verilen ret kararı nüfus idaresi bakımından sonucu itibarıyla doğru olduğundan, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile kararın nüfus idaresi yönünden açıklanan sebeple onanması gerekmiştir.

2- Nüfus kayıtlarına göre; davalı Hayriye'nin, kızkardeşinin oğlu "M.Sıddık" ile evlendiği, eşler arasında "teyze-yeğen" (TMK m. 129/1 )hısımlık ilişkisinin bulunduğu görülmektedir. Davalı M.Sıddık'ın, ana adının düzeltilmesi talebiyle 05.04.2010 tarihinde açmış olduğu nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin Turgutlu İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki 2011/55 esas sayılı davanın, bozma sonrasında takipsiz bırakılması sonucu, 11.03.2011 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre zarfında yenilenmeyince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409/5. maddesi gereğince 15.07.2011 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Kanundan ötürü açılmamış hale gelen dava, bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar ve derdestlik vasfını kaybeder. Resmi siciller, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur, sicil düzeltilmedikçe de, içeriğinin gösterdiği olgu doğru kabul edilir (TMK m. 7 ). Resmi sicile aykırı tanık sözlerine değer verilemez ve sicilin içeriğine aykırı karar oluşturulamaz. Öyleyse Türk Medeni Kanunu'nun 129/1. maddesi ile evlenmeleri yasaklanmış olan kişiler arasında gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline (TMK 145/4 )karar verilmesi gerekirken, sicile aykırı tanık sözlerine değer verilerek isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda (2. )bentte gösterilen sebeple davalılar Hayriye ve M.Sıddık bakımından BOZULMASINA, diğer davalı nüfus idaresi yönünden verilen ret kararı, yukarıda (1. )bentte açıklanan sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan bu davalı bakımından hükmün "gerekçesi değiştirilmek suretiyle" ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı