Mesajı Okuyun
Old 10-06-2010, 18:37   #47
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
İstanbul da ki yaşayan meslektaşlarıma karşı, her nedense birden üzülmeye başladım.


İzmir de 2 tane adliye var,(çok bile) benim duruşmalarım genelde İzmir Adliyesinde olur,

birgün;
Karşıyaka da bulunan duruşmam için sabahleyin kalktım, vapura bindim, (altınyola sabah arabayla girmeyin) vapurda simit yedim, martılara simit attım, havada simitleri kaparken fotoğraflarını çekmeye çalıştım, vapurdan indim, adliyeye 5 dk yürüme mesafesiyle vardım, trafik yok, gürültü yok, çevremde güzel insanlar...
Adliyeye girdim, hakim yok, dosyalar dağıtılmış, nedense hiç sinirlenmedim...

Empati yapınca sizleri daha iyi anlamaya başladım...

Mazeretlerin bildirilmesi için en azından, nezekaten de olsa, cep telefonından aranmak hoş olabilir.

Şimdi düşündüm de İstanbul için 3 aylık adli tatil hakikaten uygun olabilir.

Cep telefonumuza mesaj olarak bildirseler yeter. Aramalarını beklemiyoruz zaten. Her adliyede Baro odası var. En azından buradaki görevliler, ertesi gün mazeretli olacak hakimleri merkez baroya bildirseler; onlar da mesaj olarak cep telefonumuza bildirseler fena mı olur. Maddi külfetinin olmadığını sanıyorum. Barodan bayramda, seyranda, ilgisiz ilgili bir sürü mesaj alıyoruz. Bunu yapsalar çok daha iyi olur.

En azından Baronun sitesinde böyle bir yer açsalar, reyting rekoru kırar bence.

Alıntı:
martılara simit attım,

Düşünsenize, diyelim ki sabah 11.00 de Sirkeci'de duruşmanız var ve saatinde girmeniz imkansız. Saat 13.00 civarında giriyorsunuz. Saat:14.00 de de Büyükçekmece'de de duruşmanız var. Son sürat yetişmeye çalışıyorsunuz. Ucu ucuna yetişiyorsunuz. Ama hakimin değiştiğini görüyorsunuz. Üstelik kararlı dosya.

Bu durumda martılara simit mi atarız, yoksa dosyayı mı?