İyi çalışmalar arkadaşlar, Ölü tapu maliki A adına kayıtlı bulunan birden fazla taşınmazla 1982 yılında A nın tüm mirascıları tarafından harici senetle müvekkile satar ve zilyetliğini devrederler.Tapu da satış yapılmaz bu süreri çerisinde intikal de yapılmaz.A mirascıları satıştan sonra köyden göç eder başka bir şehre gider satış bedeli ile iki daire alırlar.2007 yılında taşınmazın bulunduğu köyde yaşayan ve müvekkilin taşınmazı harici satışla aldığını ve 27 yıldır malik sıfatı ile zilyet olduğunu bilen B, başka şehir de oturan A nın mirasacılarını bulur ve kendilerinin köyde ekilip biçilmeyen bir tarlalarının olduğunu ekilip biçilmediğini tarıma elverişli hale getirmek için imar ve ihya edilmesi gereken bir yer olduğunu bu tarlayı almak istediğini söyler.A nın mirascıları tüm taşınmazları köyden birine haricen sattıklarını söyler ancak B bu taşınmazın kimseye satılmadıgını boş olarak durdugunu ancak kendisinin imar ve ihya edeceğini söyler ve A nın mirascılarından intikal ve şatış yetkili vekaletname alır cüzi bir satış bedeli öder.A nın mirascılarından aldığı vekaletname ile B önce vekaleten intikal işlemlerini yaptırır,A nın mirascılarının vekaletnamesi ile kendisine şatış yapamadığından aynı gün danışıklı olarak taşınmazı C ye satar ve takrar C den kendisine satış yapar.20 yıllık kazandırıcı zaman aşımı süresinden sora kayıt maliki mirascılarının yapmış olduğu intikal geçerli değildir.Ancak C ye aynı gün yapılan ve danışıklı olan satış ve C den tekrar B ye yapılan ve yine danışıklı olan satış geçersiz kabul edilerek B ye karşı Tapu iptali ve tescil davası açılabilir mi? B tapu kaydına güven ilkesine dayanabilir mi? B kesinlikle taşınmazın A nın mirascıları tarafından müvekkile haricen sattıklarını ve halen müvekkilin zilyet olduğunu biliyor.