Mesajı Okuyun
Old 06-01-2012, 18:32   #82
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yargıtay 11 HD. 2004/2521 E
2- Dava, davalıya ait otobüste yolcu olarak bulunan davacıların meydana gelen kaza nedeniyle uğradığı manevi tazminat istemine ilişkindir. BK.nun 47 nci maddesi hükmüne göre, hakim özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı altında hak sahiplerine verilebilecek tazminatı adalete uygun olarak belirlemelidir. Bu tazminat, zarara uğrayanlarda bir huzur duygusu oluşturmalıdır. Tazminatın sınırı, onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Diğer bir deyişle, takdir edilecek tazminat miktarı mevcut durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı´nın gerekçesinde de takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her somut olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri karar yerinde objektif bir biçimde göstermeli ve bu taktir hakkını MK.nun 4 ncü maddesine göre hukuka ve hakkaniyete uygun olarak kullanmalıdır.

Alıntı:
Yazan Yargıtay 11 HD 2004/15315 E.
Davacı vekili,müvekkilinin maddi ve manevi zararının doğduğunu ileri sürmüş,mahkemece yazılı miktar üzerinden manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Ancak,manevi tazminat,22.06.19666 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda etraflıca açıklandığı üzere,ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır.Zarara uğrayan kişinin manevi ızdırabını bir nebze dindiren,ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı,kural olarak yargıca aittir.Yargıç,manevi tazminatın tutarını belirlerken,hak ve adalete uygun davranmalı,hukuk biliminden yararlanmalı,toplumun sosyal,ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir.Takdir edilecek tutar,bir yandan manevi acıları gidermeli,kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli,diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır.O halde,somut olayın meydana geliş şekli,tarihi,tarafların özellikle de zarar gören davacının konumu dikkate alınarak daha makul miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,hükmün bozulması gerekmiştir.

Yargıtay böyle demiş...ti!

Bundan sonra ne demelidir?