Mesajı Okuyun
Old 06-10-2008, 02:18   #5
Ali Tekin

 
Varsayılan

Sayın Kavili;

Diğer üstadlara ek olarak bende İİK Md. 102 ve 103'e atıf yapmak istiyorum.

HACİZ TUTANAĞI TANZİMİ:

Madde 102 - Taşınır bir malı haciz için mahallinde bir tutanak tutulur.

Madde 103 - (Değişik madde: 09/11/1988 - 3494/12 md.)

Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez.



Kanun tutanağın haciz mahallinde tutulacağını ve Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse (Alacaklı Vekili) bulunduğu takdirde tutanağın tebellüğ edileceğinden bahsetmektedir.

Madde metninden kanunun alacaklı vekiline tutanağın tutulduğu haciz mahallinde bulunmasına cevaz verdiğini düşünmekteyim.

Ayrıca İİK 103 gereği alacaklı tarafın haczedilen malların kıymet takdiri ve hacze dair sair hususlara ait itirazlarını sunmak için hacizde hazır ise haciz esnasında değilse tutanağın tebliğden itibaren 3 gün süresi vardır. Alacaklı vekilinin haciz mahalline girme hakkı olmadığı düşünüldüğünde; haczedilip borçluya bırakılan görmediği menkullerin kıymetlerinin takdirine nasıl itiraz edecektir?

Bunlara ek olarak;

Avukatlık Kanunu

Madde 1 – Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.

Avukatlar görevlerini ifa ederken kamu hizmeti yaptıklarından, kamu görevlisi sıfatını yüklenirler. Bu durumda da haciz mahalline girmeye icra memurun ne kadar hakkı varsa kamu hizmeti icra eden avukatın da o kadar hakkı vardır diye düşünmekteyim.

Saygılarımla.

Stj. Av. Ali Tekin