Mesajı Okuyun
Old 21-12-2010, 17:31   #3
Veli KARATAŞ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/1772
Karar: 2007/15230
Karar Tarihi: 07.11.2007

BOŞANMA DAVASI - TEDBİR VE YOKSULLUK NAFAKASI İSTEMİ - BOŞANMAYA SEBEP OLAN OLAYLARDA KADININ KUSURUNUN DAHA AĞIR OLMAMASI - BOŞANMA YÜZÜNDEN YOKSULLUĞA DÜŞÜLECEĞİ - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Somut olay boşanma davasına ilişkindir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun daha ağır olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmıştır. Davacı karşı davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi isabetsizdir.

(4721 S. K. m. 169, 174, 185, 186, 215, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-karşılık davalı (kadın) tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden, davalı-karşılık davacı (koca) tarafından da; kendi davası, ziynetler ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Toplanan delillerden, davacı-karşılık davalı kadının da kocasına <...sen erkek misin, ne biçim erkeksin, salak, manyak, aptal> gibi sözler sarfederek, kayınbabasına da <...terbiyesiz, şerefsiz> şeklinde sözlerle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-karşılık davacı koca da dava açmakta haklıdır. Davalı-karşılık davacı kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru değil ise de, kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve hükmün bu bölümü temyizin şumulü dışında tutularak kesinleşmiş olduğundan, davalı-karşılık davacının boşanma isteğinin konusu kalmamıştır. Bu husus gözetilerek karşılık davadaki boşanma talebiyle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmeli, karşılık davadaki boşanma dışındaki diğer talep ve yargılama giderleri yönünden hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

3- Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.

Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi gereğince maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi için, tazminat isteyen tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması zorunludur. Davacı-karşılık davalı kadın boşanmada eşit kusurlu olduğuna göre, isteğin reddi gerekirken, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.

4- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK. md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan davacı-karşılık davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

5- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurunun daha ağır olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesi gereğince davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarıda 2, 3, 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
-----------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas: 2002/409
Karar: 2002/975
Tarih: 01.02.2002
ÖZET: Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya sair bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O durumda davacının bağımsız ev temin etmemesine karşın davalının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, "aptal geri zekalı" diye davacıya hakaret ettiğine ait ve olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekir.
(1086 sayılı HUMK. m. 254)
KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (HUMK.254) Akrabalık veya sair bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O durumda davacının bağımsız ev temin etmemesine karşın davalının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, "aptal geri zekalı" diye davacıya hakaret ittiğine ait ve olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.02.2002


Kararların faydalı olacağını düşünüyorum.Saygılar...