Mesajı Okuyun
Old 19-12-2013, 23:24   #2
manolimato_06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mazlum doğan
1- Düşme kararına rağmen vekalet ücretine hükmedilmesi doğru mudur ve tahsil edilmesi mümkün müdür?
2- CMK 223/9 gereği derhal beraat kararı verilebilirken Düşme kararının verilmesi yerinde midir?
3- Bu kararı belirttiğim nedenlerle temyiz etmeli miyim?

1- Düşme kararına rağmen vekalet ücretine hükmedilebilir, düşme konusunda CMK'da, yargılama giderleri açısından net bir madde yok somut olaya göre değerlendirilmeli.
Tahsil edilmesi tabi ki mümkündür fakat kesinleşmesi beklenmelidir.

2,3-

YARGITAY CEZA GENEL KURULU E: 2003/9-84 K: 2003/85
Kural olarak; bir düşme nedeni bulunduğunda hâkim başkaca hiçbir hususu araştırmaksızın olayın sanıklarına bu düşme nedeninin uygulanmasına yasal açıdan olanak bulunup bulunmadığını araştırır, uygulanabileceği sonucuna ulaştığında ise davanın ortadan kaldırılmasına karar verir.

CYUY'nın 253. maddesinin son fıkrasındaki "Derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma veya düşme kararı verilemez" hükmü ise bu kuralın istisnalarından birini oluşturmaktadır.

Öğretide Kunter-Yenisey tarafından, "durma ve düşme nedenlerinin kabul edilmesi, muhakemenin yapılmamasının, neticede sanığın mahkûm olmamasının istenmesi demektir. Bu sebeplerin kabulü sanığın beraat karan ile temize çıkmasının istenmemesi demek değildir. Bunun içindir ki son soruşturmada tam karar verilebileceği sırada bu sebeplerin bulunduğunun anlaşılması beraat kararı verilmesine mâni olmaz."

"Sanık lehine bir karar verilecek hale gelindiği zaman şartın gerçekleşmediği an*laşılırsa, durma veya düşme kararı yerine bu lehte karar verilmelidir."

"Gerçekten durma ve düşme nedenleri, aleyhe sonucu önlemek için kabul edilmiş olup, lehe sonuca engel olmazlar" (Ceza Muhakemesi Hukuku, 11. bası, sh.70, 72, 972, 973) görüşü ileri sürülerek, durma veya düşme nedenlerinin beraati değil mahkûmiyeti engelleyici bir niteliğinin bulunduğu, daha lehe bir uygulama yapılması olanağı bulunduğu taktirde bu hükmün verileceği vurgulanmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.3.1990 gün ve 58-78 sayılı kararında da "beraatin, düşme kararından daha güvenceli ve öncelikli" olduğu belirtilmiştir.